Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Şaka maka derken "YTL" ile tanışmaya başladık...

Sonunda Yeni Türk Lirası'nın tanıtım kampanyası başladı. Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin açıkladığına göre, 2005 Şubat sonuna kadar tedavüldeki paranın yüzde 90-95'inin Yeni Türk Lirası (YTL) cinsinden olması bekleniyor..
Tanıtım kampanyasının açılış toplantısında konuşan Devlet Bakanı Ali Babacan da, YTL'ye alışmanın zorluklarına ilişkin bir soruya cevap verirken, bana göre çok doğru ve çok gerçekçi bir olguyu seslendirdi. Gerçekten de Türk insanı ve piyasası, yüksek enflasyonlu dönemlerin sonucu olarak, yabancı para birimlerini kullanma alışkanlığı edindi.
Bu bakımdan YTL'nin "Y"si "Yeni" değil de "Yabancı" şeklinde algılanırsa, buna alışmak çok kolay olacaktır.
Yani YTL'yi, dolarla euro arası bir para birimi olarak kabul edersek, hem bunu bol keseden harcamayız, hem de paramızın sıfırları gidince kendimizi yoksullaşmış gibi hissetmeyiz.
YTL'yi tanıtma kampanyasının sloganı olarak "Yaşasın Türk Lirası" söylemi de aslında çok anlamlı.
Yıllarca bu "Yaşasın"ı, cumhuriyet, demokrasi ve benzeri soyut değerlerin başına getirerek kullandık. Yollara, bulvarlara "Yaşasın Cumhuriyet" yazılı pankartlar astık.
İlk defa parasal değeri olan bir şeye "Yaşasın" diyoruz.
Buna daha derin anlam kazandırmak için, Batı Avrupa'da kralın vefat ettiğini ve yeni kralın tahta çıktığını duyurmak için kullanılan "Kral öldü, yaşasın kral" söylemini de bize uygulayabilirdik.
Yani, "Lira öldü, yaşasın lira" da diyebilirdik.
YTL'nin televizyon ve radyolar için hazırlanan filminde ve reklam spotunda kullanılan müziği de, besteci Melih Kibar'ın yaptığı açıklandı tanıtım toplantısında..
Kibar, "Besteyi hangi temalarla yaptınız? Neleri dikkate aldınız"
sorusuna, "Çoban Yıldızı gibi bütün Türkiye'yi kapsayacak bir müzik olmalıydı" demiş.
Ben Melih Kibar'ın yerinde olsam yeni bir beste yapmak yerine, Erol Evgin'in hepimize sevdirdiği, "Bir de bana sor"u, Çiğdem Talu'nun sözlerini hafif değiştirerek, YTL'ye uyarlardım.
"Liranın sıfırları bir bir uçarken,
Cepteki hafifliği bir de bana sor.."
Mesela böyle bir şey olabilirdi. Ya da YTL'yi anlatmak için "İşte öyle bir şey" şarkısı da uyarlanabilirdi.
Neyse, yapmış artık bestesini... YTL'yi tanıtım kampanyasının maliyeti 700-850 bin dolar arasında olacakmış. Banknotların basım maliyeti ise 15 milyon doları buluyormuş.
Benim aklımın ermediği şeylerden biri de, elinde banknot matbaası ve para basma yetkisi bulunan Merkez Bankası benzeri kurumların, maliyet hesabı yapmasıdır.
Hep merak ederim.
Mesela kendi özel matbaalarında para basan kalpazanlar, maliyet hesabı yapar mı?
- Bugün bin tane 20 milyon liralık banknot bastık. Bunun maliyeti 300 tane 20 milyonluk banknotu buldu..
Acaba kalpazanlar böyle bir hesap yaparlar mı?
Yaparlarsa, herhalde enflasyonun yüksek ve kağıdın pahalı olduğu dönemde, bir milyonluk banknot bastıkları zaman zarar ederlerdi.
Acaba maliyeti hesap etmediği için, para basarken iflas eden kalpazan var mıdır?
Olsa olsa bir "Temel Hikâyesi"nde olur herhalde böyle bir şey.
YTL'nin tanıtım toplantısında, Ali Babacan'ın "Siyasi rant amacıyla Türkiye'yi yeniden karanlık günlere çekmek isteyenler halkın ve hükümetin şefkat tokadını bulacaktır" şeklindeki sözü hoşuma gitti.
Aslında "Şefkat Tokadı" yerine "Babacanca Yumruğu" dese de olurdu.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA