Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Demokratik siyasette maksat sadece işlem hacmini artırmak mı?

New York'un Wall Street'inde iki genç borsa brokeri kaldırımda yürüyorlarmış.
Önlerine bir köpek pisliği çıkmış. Brokerlerden biri diğerinin kolundan tutup, durdurmuş...
- Şu yerdeki köpek pisliğini yersen, sana 1000 dolar vereceğim, demiş.
Kendisine teklif yapılan broker, eğilip yerdeki köpek pisliğini almış ve yemiş. Teklifi yapan da çek defterine 1000 dolar yazmış, imzalamış ve bunu arkadaşına vermiş..
Yürümeye devam etmişler.
Biraz sonra önlerine yine bir köpek pisliği çıkmış.
Daha önce pisliği yiyen ve 1000 dolar alan broker, diğerinin kolunu tutup durdurmuş onu.
- Aldığım 1000 dolar içime sinmedi. Şu pisli ği de sen ye, paranı geri vereyim, demiş.
Bu defa diğeri yerdeki pisliği alıp, yemiş. Arkadaşı da 1000 dolarlık çeki cüzdanından çıkartıp, ona geri vermiş.
Yan yana yürümeye devam etmişler.
Bir ara, brokerlerden biri durup, arkadaşının kolunu tutmuş ve sormuş ona:
- Bin dolar önce benim sonra da yine senin cebine girdi. Bu durumda biz ikimiz de neden köpek pisliği yedik?
Diğeri bir an düşünmüş ve sonra cevap vermiş:
- Sen sonuca baksana? Neticede işlem hacmini artırdık.

Siyasetimizin brokerleri
Türkiye'nin çok partili siyaset hayatında işlem hacmini artırmak için söylenen sözlerin hesabını tutmaya kalkışsanız, bu iki Amerikalı borsa brokerinin yedikleri açıkçası çerez olarak kalırdı.
Gerçi bunların hesabını tutanlar da çıkmadı değil.
1980'in 12 Eylül askeri müdahalesine dayanan dönemde Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel ve CHP lideri Bülent Ecevit'in ve MHP lideri Alpaslan Türkeş'in birbirleri hakkında söylediklerini o dönemin askeri yönetimi kitaplaştırmıştı.
Yani siyasetin işlem hacmini artıran ölçüsüz polemikler, müdahalenin gerekçeleri arasında yer almıştı. "12 Eylül Öncesi ve Sonrası" (Milli Güvenlik Konseyi Sekreterliği Yayını-T. Tarih Kurumu Basımevi/ 1981 Ekim) adlı kitaptan alıntılayarak bunları hatırlatayım:
1 Nisan 1978- "Hükümetin başının eli kanlıdır." S. Demirel
20 Haziran 1978- "Hükümetin başının uyur gezer hali ibret vericidir." S. Demirel
1 Kasım 1978- "CHP, anarşistleri 25 bin lira maaşla besliyor." S. Demirel
10 Eylül 1979- "Tarihte Ecevit kadar iftiracı ve demagog bir politikacı görülmedi." A. Türkeş
16 Eylül 1979- "Kanlı elleri ve faşist militanlarıyla bu hükümeti yıkmaya çalışıyorlar." B. Ecevit
24 Eylül 1979- "Yolsuzluklar ayyuka çıkmış, milletin geleceğine olan güveni sarsılmıştır. Zalimin uşağı olanlardan hesap sorulacaktır." S. Demirel
1980'e gelindiğinde Adalet Partisi azınlık hükümetini kurmuş, Cumhurbaşkanı seçimi için yapılan nafile turlara geçilmiştir.

Dön baba dönelim
TBMM zabıtlarından alıntılanan 1980'in bazı polemikleri de şöyle:
- "Görevi ve sorumluluğu ile bağdaşmayacak kadar asabiyet ve hırçınlık içinde bulunan Başbakan Demirel, zaman zaman gerek devlet kuvvetlerini, gerek halkı, demokratik hukuk devleti kurallarıyla ve yasalarla bağdaşmayacak tepkilere ve önlemlere kışkırtmaktadır." B. Ecevit
- "Ecevit kan dökülmesinden memnun oluyor, bu işin bitmesini istemiyor ama ne isterse istesin bu bitecek. Türkiye'yi bu noktaya getiren Ecevit zihniyetidir." S. Demirel
- "Ecevit vatanseverlik konusunda samimi değildir." A. Türkeş
Açıkçası söz konusu kitaptan bu alıntıları yaparken hem bunaldım hem şaşırdım.
Bitmez tükenmez suçlamalar ve hakaretler vardı.
Bu modeldeki işlem hacmini artırma yöntemlerinin bugüne taşınmasına da şaşırdım.
Kitabı kapatıp, günlük gazetelere döndüm.
CHP'nin bugünkü lideri Deniz Baykal da, partisinin grup konuşmasında Başbakan Erdoğan'a cevap verirken "Benim lügatimde kin ve nefret duymak yoktur. Ben kin ve nefret duysam önce senden kin ve nefret duymam gerekir" diyerek demokratik siyasetimizin işlem hacmini artırmıştı önceki gün.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA