Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Madem birleşeceklerdi öyleyse neden DYP'yi böldüler?

Siyasetçilerin ve özellikle iktidardaki siyasetçilerin "Gerçek gündem"den kaçmaları pek mümkün değildir.
Bu tür kaçışlar siyasetle doğrudan ilişkisi bulunmayan meslek sahiplerinin ve özellikle biz gazete yazarlarının lüksüdür.
Bu yazıyı yazmak için bilgisayar başına geçtiğimde Başbakan Erdoğan "Ekonomik Teşvik Paketi"nin içeriğini açıklıyor, ABD Başkanı Obama konuşmasını yapmak için Kahire Üniversitesi'ne gidiyordu. TBMM'de kabul edilen Mayın Yasası kesinleşmek için, Cumhurbaşkanı'nın imzasını bekliyordu.
Gündem içeride de dışarıda da yoğundu.
Okyanus üzerinde düşen Air France uçağına ilişkin komplo teorileri de gündemdeydi.
Bu arada Avrupa Parlamentosu seçimleri ve İran'da Cumhurbaşkanlığı seçimleri de vardı gündemde.
Başta da söylediğim gibi biz gazete yazarları bu gerçek ve sıcak gündemden kaçıp mesela baharın güzelliği veya kadın-erkek ilişkileri üzerinde çeşitlemeler yapabiliriz.
Ama bunu siyasetçiler yapamaz, yapmamalıdır.
Oysa bizim siyaset modelimizde bu da yapılıyor.
Önceki gün Ankara mahreçli bir haberi okumuş ve televizyon haberlerinde izlemişsinizdir.

Birleşme haberi

Satırbaşları ile bu haberi hatırlatalım:
- DP ile ANAP'ın birleşme görüşmeleri, eski ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın gözetiminde yapıldı. DP lideri Cindoruk, ANAP lideri Salih Uzun ve Mesut Yılmaz, Celal Bayar Köşkü'nde bir araya geldi. Uzun ve Cindoruk, görüşmenin ardından gazetecilere yaptıkları açıklamada, iki parti arasındaki birleşmenin Türkiye'nin geleceğinin inşa edilmesi açısından önemli olduğunu vurguladılar.
- Cindoruk da, siyasi geleneklerden en eskilerinin ve en başarılı olanların birleştirilmeye çalışıldığını vurgulayarak, "Partiler arasında anlaşmayı, uzlaşmayı, bütünleşmeyi önleyecek hiçbir pürüz kalmamıştır" diye konuştu. Görüşmeye katılan bağımsız Rize Milletvekili Mesut Yılmaz ise "ilk defa iki parti arasındaki bütünleşme çalışmalarının belli bir mekanizmaya kavuştuğunu" söyledi.
Bu birleşme çalışmalarında birleşen taraflar acaba "Kürt Realitesi" konusunda ne tür bir çözüm önerisine sahip olduklarını, ekonomik kriz ve IMF karşısındaki tutumlarını, AB'ye uyum için gerekli Anayasa değişikliğinin içeriği hakkındaki düşüncelerini, yıllardır temizlenemeyen mayın tarlaları üzerindeki görüşlerini falan birbirlerine açıkladılar mı?
Olay sadece Cindoruk'un söylediği gibi "En eski ve en başarılı siyasi gelenekler"in birleştirilmeye çalışılmasından öteye bir boyut taşımamakta mı?

Hangi gelenek?

Aslında bu "Gelenekler"in başında "Demokratlık" ve "Sivillik" bulunmakta değil mi?
Daha önceki DP-ANAP birleşme çabaları Cumhurbaşkanı Gül'ün seçiminin boykot edilmesi noktasında kilitlenmiş ve sonraki ilk genel seçimde iki parti de sandıklarda buharlaşmamışlar mıydı?
Ayrıca "Merkez sağ" diye nitelenen bu geleneğin başarılı olmasının siyasi yelpazenin bütün kanatlarının bir çatı altında toplanmasına bağlı olduğu gerçeği de, akıllarda değil mi?
Bu açıdan bakıldığında AK Parti'deki ve MHP'deki merkez sağ taban, "Aman Demirel-Cindoruk- Mesut Yılmaz birleşsinler de oylarımızı onlara verelim" beklentisi içindeler mi acaba?
Sadece "Bunlar gitsin biz gelelim" çizgisindeki bir gelenek, siyasi tarihte hangi başarıya ulaşmıştır ki?
Ayrıca birleşmek böylesine önemliyse, bunlar neden daha önce DYP'yi böldüler acaba?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA