Resmi kararlar, bazen bu kararların konusu olanlar tarafından bilinmez.
Örnek verirsek.
"Domuz gribi alarmı" geçen hafta resmen sona erdi.
Önce Dünya Sağlık Örgütü'nden domuz gribi (A gribi) salgınıyla ilgili olarak "İlaç firmalarının başlattığı sahte bir salgındı" açıklaması geldi.
Hafta sonunda da Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı domuz gribi için bünyesinde oluşturduğu kriz merkezini kapattı.
Haberlere göre Sağlık Bakanlığı'nın "Domuz Gribi Kriz Merkezi" için görevlendirdiği personel eski görevlerine gönderilmiş.
Gerçi dün Sağlık Bakanlığı'ndan "Her şey eskisi gibi sürüyor" doğrultusunda bir açıklama yapıldıysa da durum ortada artık.
Bu arada domuz gribi aşısı alan birçok ülke, hastalığın artık tehdit oluşturmadığı düşüncesiyle aşıları iade etmek için girişimlerini sürdürüyormuş. Hastalıktan korunmak için 43 milyon doz aşı sipariş eden ancak bu aşıların sadece 8.4 milyon dozunu teslim alan ve bunun da 4 milyonunu kullanan Türkiye de bu yönde girişimlerini sürdürüyormuş...
Türkiye henüz teslim almadığı 35 milyon doz aşıyı iade etmek için sipariş verdiği üç aşı firmasıyla görüşmekteymiş.
Bunların hepsi güzel de, acaba domuz gribini oluşturan organizmaların bu gelişmelerden ve resmi kararlardan haberleri var mıdır?
Prof. Dr. Küçükusta
Veya domuz gribinin insanlığı tehdit ettiği benzeri felaket senaryoları piyasaya sürülürken, bunların abartılı olduğunu vurgulayan ve panik yaratmanın yanlışlığını hatırlatan uzmanlar acaba şimdi ne diyorlar?
Örneğin Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta sonbahardan başlayarak yazılarında ve katıldığı televizyon programlarında "Paniğe kapılmayın" diye uyarılar yapıyor ve şu gerçeklerin altını çiziyordu:
- Domuz gribinden ölümlerin gençlerde daha çok görülmesine karşılık 7 aylık sürede tüm dünyada ölen insan sayısı 4 bin 500 civarında. Oysa Dünya Sağlık Örgütü'ne göre olağan grip her sene 500 milyon kişiyi hasta ediyor, 3-5 milyon kişi hastanelik oluyor ve 250-500 bin kişi ölüyor.
- Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) domuz gribinden ölümlerin on binde 2-3 seviyesinde olduğunu bildirdi. Normal gripten ölüm oranı binde birden daha fazla.
- 1510 senesinden bu yana ortaya çıkan 14 pandemiyi inceleyen uzmanların görüşleri de iyimser. Pandemilerin bugüne kadar bir seferinde tüm dünyayı etkilemediğini, ilk dalgadan sonra tekrarlama eğilimi olmasına rağmen salgının neticede bildik mevsimsel grip örneğine adapte olduğunu söylüyorlar.
Taraf gazetesi
Evet... Prof. Dr. Küçükusta bunları söylediği ve yazdığı için devlet katındaki sözcüler tarafından eleştirildi.
Bir başka "Resmi karar" da askersiyaset ilişkileri üzerindeki çarpıklığı gidermek için alındı geçen hafta.
EMASYA Protokolü resmen sona erdirildi.
Acaba Türkiye'de darbe yapıp yönetimi ele geçirmeyi planlayan cuntacılar, gerçekten bu Protokol'e veya İç Hizmetler Kanunu'ndaki belirli hükümlere mi güveniyorlardı?
"Bizim darbemiz de yasal olur" benzeri bir mantıkla mı cuntalar kuruluyor, ordu depolarından silahlar ve cephane birtakım yerlere aktarılıyordu?
Domuz Gribi'ndeki gerçeği önceden gören Prof. Dr. Küçükusta'yı kutladığımız gibi, darbe projelerini açığa çıkartıp EMASYA'nın iptaline uzanan süreci başlatan Taraf gazetesini de kutlamamız gerekmiyor mu?
