Türk siyasetinin portreler galerisindeki "Gandi" figürü belli ki her şeyi anlatmaya yetmiyor.
Bu galeride bulunmaları şart olan eksik figürlerin yokluğu, belli ki izleyicileri rahatsız ediyor.
Nitekim dün Başbakan Erdoğan da bu eksikliğe ilişkin düşüncelerini açıkladığı bir konuşma yaptı.
Şöyle dedi:
- "Sezar 'sen de mi' sözünü söylediği zaman 'işte şimdi yıkıldım' diyor ya... Sezar gibi yıkılanlar kendi yakınlarına baksınlar... AK Parti bu tür oyunlara ne ahlaken ne hukuken ne de siyaseten tenezzül etmez. Yıllarca beraber yürüyüp ayak oyunlarıyla kendilerini engelleyenlere baksınlar. Önce içlerindeki kendi Brütüs'lerine baksınlar."
Evet... Başbakan'ın bu galeride bulunmasını istediği portrelerden birinin "Brütüs" olduğu ortada.
Şimdi bütün mesele Türk siyasetinde kimin Brütüs tiplemesine uygun olacağını bulmaya kaldı.
Bazıları bu soruya en doğru cevabı Deniz Baykal'ın verebileceğini söylüyor.

Kim Brütüs olabilir?
Örneğin Baykal'ın Önder Sav için söylediklerinin, bu konuya ışık tutacağını ileri sürenler de var.
Mesela üç gün önce Baykal kendisini ziyaret eden bazı milletvekillerine, Genel Sekreter Önder Sav'ın kendisine ihanet ettiğini belirtirken "Önder '53 yıllık dostuydum' diyor. Bırak 53 yılı, bir yıllık dostun bile yapacağı iş değildi. Ben senin nelerini kapattım, seni korumak için neler yapmadım?" dememiş miydi?
Diyelim ki Türk siyasetinin portreler galerisindeki Gandi'nin yanına Brütüs de yerleştirildi.
Ama belli ki bu da eksikliği gidermeye yetmeyecek.
Yine Başbakan Erdoğan'ın dün söylediklerini hatırlayalım:
- "Kaseti kimin yaptığını arıyorlarsa avukatlıklarını yaptıkları mafyaların, çetelerin içine baksınlar. Bu işin merkez üssünü sırtlarını dayadıkları karanlık örgütlerin içinde arasınlar. Karanlık işlerin, belden altından vurmanın bizim kitabımızda yeri yok. Timsahın gözyaşlarına iyi baksınlar. Her şey açık ortada... Sağa sola gitmeye gerek yok."

Bir de Al Capone lazım
Bu noktada Başbakan Erdoğan ile Deniz Baykal'ın olaya bakış açılarının birleşmiş olduğu, Baykal'ın sözleri ile doğrulanabilir.
Malum kaset üzerinde Baykal'ın avukatı Yılmaz ile kriminoloji uzmanı Kurtulan'ın yaptıkları ve kasetin montaj olduğunu söyledikleri açıklama ertesinde, Baykal şu yazılı açıklamayı yapmamış mıydı?
- "Bu noktada aday olmam gibi bir şey söz konusu değildir. Yılmaz ve Kurtulan'ın yaptıkları değerlendirmeler ve ayrıntılı açıklamalar, karalama kampanyalarıyla siyaseti dizayn etme anlayışına, Türkiye'de estirilen fitne ve fesat rüzgârlarıyla, ahlak dışı komplolara bir yanıttır."
Bütün bu değerlendirmeler sonunda portreler galerisine bir "Al Capone" figürünü de eklemek herhalde yanlış olmayacaktır.

Vefa ve Tozkoparan
Bazılarına ve mesela Salih Memecan'a göre galeride bir peyzajın da yer alması gerekiyor.
Memecan dünkü karikatüründe Baykal'ı İstanbul'da "Vefa" semtine giderken çizmişti.
Eğer Vefa bir peyzaj içinde bu galeriye portrelerin yanına yerleştirilecekse, bence "Tozkoparan" semtini resimleyen bir tablo da asılmalıdır bunların yanına...
"Gandi'li CHP"nin seçim kazanıp tek başına iktidar olduğunu ilan eden ve kutlamalar yapmaya başlayan acul yandaşlarının kopardığı tozkoparan fırtınasını da, bu tablo simgeleyebilir.