Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Gerçeği ne kadar süre ile görmezden gelebilirsiniz?

Kanıtlanmış bir doğruyu ne kadar süre ile reddedebilirsiniz?
Veya gözünüzün önündeki gerçeği görmezden gelmeyi ne kadar sürdürebilirsiniz?
Anayasa değişikliğine ilişkin referandumun üzerinden 10 gün geçti.
Ama hâlâ bu referandumda halk oyunun yönünü açıklamamış gibi davrananlar yok mu?
Ya da "Sonuç ne olursa olsun ben bu cahil kitlelerin verdiği kararı kabul etmiyorum" diyenleri duymuyor musunuz?
Neticede bir gerçeği kabul etmek için 10 gün gecikmeli davranmak doğal kabul edilebilir belki.
"Kürt Realitesini" nin kabul edilmesi için nice yıllar geçmesi gerekmedi mi?
Yahut "Askeri demokrasi"nin de "Bürokratik vesayetin" de "Biz"e uygun model olduğunu düne kadar benimsemiş değil miydik?
Daha da ötesi 1915'teki "Ermeni Tehciri" sanki bizi hiç ilgilendirmiyormuş gibi davranmadık mı yakın geçmişe kadar?
Gerçeği ve doğruyu kabullenmek konusunda en gecikmeli davranış rekortmeni kim ya da hangi kurum olabilir?

Galile olayı
Önceki gün bir BBC belgeseli izliyordum.
Bu belgeselde Vatikan dünü ve bugünü ile anlatılırken, ekrana Vatikan'a ait Castel Gandolfo'daki gözlem evi geldi.
Papaların yazlık konutu da olan binaya yapışık bu gözlem evinde, daha önce NASA'da çalışmış olan Harvard'lı bir gökbilimci, teleskopun başında "Uzaydaki yıldızlarda hayat var mı" sorusuna cevap veriyordu.
Aynı belgeselde Vatikan'ın arşivleri de gösterildi.
Burada da uzmanlar Galileo Galilei (1564-1642) "Dünya evrenin merkezi değildir, merkezde güneş var" diye yazdığı için Engizisyon tarafından 1632'de yargılanıp ölene kadar ev hapsine mahkûm olduğu duruşmanın zabıtlarını onarıyorlardı.

Katolik bağnazlığı

Düşünün ki Vatikan, 1992'de Papa Jean Paul döneminde, Galileo'dan 1632'deki mahkûmiyet kararı için özür dilemiş. Şimdi Vatikan'da Galileo'nun bir büstü de varmış.
Bugün ise Vatikan'dan maaş alan gökbilimciler uzay üzerine Hawking'ine benzeyen teoriler üretiyorlar. Şu anda Arizona Üniversitesi'ne (ABD) bağlı gözlem evinde, 1.8 metre çapındaki merceği olan bir teleskopla yapılan uzay araştırmalarını da Vatikan fonluyormuş.
Katolik bağnazlığının Kopernik'in veya Galileo'nun bilimsel saptamalarını resmen kabul etmesi için 1632'den 1992'ye kadar olan zamanın geçmesi gerekiyormuş.
Unutmamamız gereken bir başka gerçek daha var.

Bulaşıklık çözüm değil
"Modernite"
zamanın da hızlanmasıdır.
Siz "Kürt gerçeği"ni bu zamanda görmezden gelirseniz, ummadığınız kadar kısa sürede bu gerçek olumsuz sonuçları ile de sosyo-politik yaşamınızı alt üst eder.
Sizin düşüncenizden farklı düşünceleri savunan siyasi partilerin her seçim zaferini "Zaten bu cahil halk hep yanlışı seçer" diye karşılarsanız, 21'inci yüzyılın dinozorlarına dönüşürsünüz.
Menderes'i veya Özal'ı ya da Erdoğan'ı hâlâ hazmedemiyorsanız, beyinsel sindirim sisteminizi tedavi ettirmeniz gerekmez mi yani?
Doğru olanı ve gerçeği savunan, demokratikleşmeye ve sivilleşmeye destek veren liberalleri "İktidar yandaşı" olmakla suçlayacak yerde, "Biz neden hep yanlıştan yana olduk" diyerek kendinizi sorgulamanız gerekir.
Anlayışsızlığınızı ona buna bulaşarak örtmeniz asla mümkün değildir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA