Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

"28 Şubat ruhu" "1946 ruhu"nun yerine geçebilir mi?

Vizyon yoksunu ve kısa vadeli hesaplarla yarını hiç hesap etmeyen siyasetin, merkez-sağ yelpazenin büyük koalisyonunu nasıl yok ettiğini görmek isteyenler bugünkü Demokrat Parti'yi mutlaka incelemelidirler.
Yakın siyasi tarihimizin en büyülü sloganlarından biri "1946 Ruhu" değil miydi?
O ruh önce Demokrat Parti'yi 1950'de, sonra Adalet Partisi'ni 1965'te ve en son olarak da DYP'yi 1991'de iktidara taşımıştı.
Ne var ki "1946 Ruhu", 1997'de "28 Şubat Ruhu"na dönüşüverdi.
Bireyi inançlarıyla, gelenekleriyle devlet karşısında eşit kılmayı amaçlayan, halkı bürokratik oligarşinin hegemonyasından kurtarmayı ilke olarak benimseyen 1946 Ruhu'nun son mirasçıları, kendilerini inkâr ettiler.
Derin devletle özdeşleştiler.
Bir post-modern darbenin vurucu gücü rolüne soyunup, kendi partileri olan DYP'yi parçaladılar.
Atanmış bir hükümete takoz olmayı yeğ tuttular.

İşte çağdaş uygarlık
Bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat darbesinin ruhunu "İşte çağdaş uygarlık" diyerek Beethoven'in 9'uncu Senfonisi'nde aradılar.
Sonuç ortada...
Hem Demokrat Parti'yi yok ettiler, hem de Özal'ın ANAP'ını buharlaştırdılar.
Son fırsat Cumhurbaşkanı seçiminde TBMM'de bulunmalarıydı.
Ama o fırsatı da kaçırdılar.
Sanki geçmişte yaptıkları unutulmuş gibi...
Ve sanki son söylemleri ile "Derin CHP Ruhu"nun kopyası oldukları görülmezmiş gibi...
Demokrat Parti'nin başına kendilerinden sonra gelecek isimleri belirlemeye çalışıyorlar.
Tansu Çiller'i de "Göreve" davet ettikleri basın haberlerine yansıdı.
Tansu Çiller'in arkadaşımız Erhan Öztürk'e yaptığı açıklamalar, bu traji-komik tabloyu açık ve seçik ortaya koyduğu için önemlidir.

Çiller'in açıklamaları
Ne diyor Çiller?
"- Bana 'Gel ama mevcut siyaseti sürdür' mesajı veriyorlar.
Mevcut siyaset başarılı ise değişikliğe ne gerek var? Kamuoyunda ve parti tabanında, 'davet ettik' diyorlar. Ardından 'şaka yaptım' şeklinde bir ifade kullanılıyor. Sonra 'benim adayım başkası' şeklinde açıklama yapılıyor. Eski bir Başbakan'a, eski bir genel başkana davet böyle oluyorsa, o zaman samimiyette zaaf aranır. Bu sanal bir davettir. Partinin seçim başarısını hedefleyen davet böyle yapılmaz.
Bunlar seçim yolunda iki ateş arasında bırakmaktır. Bana, 'Başarısız olmak ve bölmek için gel' deniliyor. Bunu kabul etmem, edemem. Bu bir davetten ziyade yıpratma çabasıdır."
Çiller'in açıklamalarındaki en çarpıcı gözlem de, "28 Şubat Ruhu"nu temsil edenlerin "CHP'nin söylemleriyle hareket eden bir merkez sağ"ı temsil ettiklerinin vurgulanmasıdır.

CHP söylemli merkez sağ
Şöyle diyor Çiller: "- 27 Mayıs'tan 28 Şubat'a kadar hep mağdur olmuş bir geleneğin mensuplarıyız.
Darbelerin mağduru olmuşuz. Milli irade tecelli etmemiş. 28 Şubat'ta da böyle oldu. Demokrat Parti'yi farklı bir platforma koyduğunuz zaman tabanınızdan kopuyorsunuz. Sağ seçmen nerede? Bunun cevabını vermemiz lazım. Büyük bölümü AK Parti'ye, çok az kısmı CHP'ye oy veriyor. Bu tabanın hepsi bu partilerde olmaktan mutlu mu? Değil. CHP'nin söylemleriyle hareket eden bir merkezsağ kendi tabanıyla ve milletiyle bütünleşemez."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA