Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Despotlar devrildiğinde ille de demokrasi mi gelir ki?

Bir yandan değişimin hızından ve önüne geçilmezliğinden söz ediyoruz.
Bir yandan da dünyada değişimden etkilenmeyen ne kadar çok alan bulunduğunu görüp şaşırıyoruz.
Farkında değiliz belki ama Sovyet rejiminin çökmesinin üzerinden tam 20 yıl geçti.
O döneme kadar "Bu rejim yok olursa yerine demokrasi gelir" demez miydik?
Oysa komünizm yok olunca yerine kapitalizm geldi ama demokrasi gelmedi.
Gerek Rusya'da, gerek Orta Asya'nın eski Sovyet cumhuriyetlerinde yeni Stalinler türedi...
Bizde de Tek Parti'den çok partili sisteme geçildiğinde demokrasinin geleceğini zannetmemiş miydik?
Bunun yerine varlığını darbelerle her 10 yılda bir hatırlatan "Vesayetçi rejim" geldi.
Ya da "Arap Baharı" diye tanımlanan Orta Doğu'daki gelişmelere ne demeli?

Babadan oğula despotizm
Despotlar tasfiye edilince bu ülkelere demokrasi gerçekten geldi mi?
Veya baba Hafız Esad'ın yönetim tarzı ile oğlu Beşar Esad'ınki arasında ne gibi bir değişim var acaba?
Dün bütün dünya medyasında bir haber yayınlandı.
Suudi Arabistan'daki din şûrası, "Kadınlara otomobil kullanma izni verilirse ülkede bakire kadın kalmaz" içerikli bir fetva yayınlamış.
Bu mantığa göre dünyada gelmiş geçmiş en büyük bekaret düşmanı kişinin, otomobili seri imalata sokan Henry Ford olması gerekmez mi?
Saddam 1990'da Kuveyt'e saldırıp Suudi Arabistan'ı da tehdit ettiği zaman, bu ülkeyi saldırıdan korumak için gönderilen Amerikan birliklerinde kadın askerler de görev yapmaktaydılar.
O dönemde dünya basınında "Bu asker kadınların varlığı Suudi kadınlarının da kaderini değiştirecek" içerikli yorumlar çıkmıştı.
Bu olayın üzerinden de 20 yıl geçmiş.
Ama Suudi Arabistan'da değişen bir şey yok.

Teknoloji ve değişim
Bazılarımız Bilgi ve İletişim Devrimi'nin dünyayı değiştirdiğini söylerken, değişimin itici gücünü teknolojik gelişmelerde ararız.
Oysa en ilkel siyasal rejimlerin egemen olduğu ülkelerde de yeni teknolojiler en yoğun biçimde kullanılmakta.
Eğer İran gerçekten "Nükleer çağ"a geçtiyse, bu İran'daki sosyo-politik değişimin gerçekleştiğini mi kanıtlar.
Artık biliyoruz.
GSM cep telefonlarının birer mini-bilgisayara dönüşmesi yanında bu telefonlardaki konuşmaların devletler tarafından dinlenilebilmeleri de, günün gerçeği değil mi?

Çöl ve çimenler...
Veya bu telefonların çoğunlukla üretildiği Çin halk Cumhuriyeti değişti ve bu ülkeye demokrasi mi geldi?
Galiba gerçek değişim bir anda veya bir teknolojik gelişme ile mümkün olamıyor.
Suudi Arabistan'ın bir çölünde bir Suudi zengin görkemli bir malikane yaptırmış. Sonra İskoçya'dan bir bahçıvan getirmiş, onu bahçeyi oluşturan çöl parçasına çıkarmış ve "Bu kumların da İskoçya'daki gibi yemyeşil çimenlerle kaplanmasını istiyorum" demiş bahçıvana.
İskoç bahçıvan "Bu mümkün... Bunun için çim tohumlarını kumların üzerine serpeceğiz ve sonra bu çölü 300 yıl, günde üç kez sulayacağız" diye cevap vermiş.
Bazı alanlardaki değişimin gerçekleşmesi galiba zaman alıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA