Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Gerçek ana muhalefet CHP değil de BDP midir?

Çok partili demokrasi içinde geçen yıllarımızı, birbirinden farklı olduklarını öne süren ama temelde aynı siyaseti izleyen partilerin kavgaları arasında geçirdik.
O günlerden bugüne aktarılan çözümsüz sorunlara bu partiler "Devlet"in resmi ideolojisi dışında yaklaşımlar getiremediler.
Soğuk Savaş yıllarında iktidarları "Amerikan kuklası" olarak suçlayan muhalefet partileri iktidar olunca, onlar da Washington çizgisi dışına çıkamadılar.
Zaten en ufak çizgi dışı davranışlar görülünce de bunlar askeri darbelerle düzeltildi.
Sonuç ortada...
Gerek "Kürt Realitesi" gerekse "Kıbrıs Sorunu" sanki zaman dondurulmuş gibi 21'inci yüzyıl Türk siyasetinin ana gündeminde çözümsüzlüklerini korumaktalar.
Avrupa Birliği'ne tam üyelik ise, hâlâ çok uzak bir hayal gibi değil mi?

Bir büyük tekrar mı?
Bu konularda 1980'ler Türk siyasetindeki söylemlerin benzerlerinin, 2012'de de tekrarlandığına tanık oluyoruz.
Ancak geçmiştekinden farklı bir durum var.
Kim ne söylerse söylesin, her konuda eskisinden daha çok bilgi sahibiyiz.
Bunu da AK Parti iktidarının ilk döneminde başlatılan "Tabuların yıkılması" sürecine borçluyuz.
"Derin Devlet"in ne olduğunu, "Darbe girişimleri"ni, "Faili meçhul cinayetler"in faillerini öğrendik...
"Dokunulmazlar"a dokunulabileceğini gördük...
Kürt realitesine dönük "Açılımlar", bu alandaki tüm gelişmelerle Cumhuriyet tarihinin irdelenmesine kadar dayandı.

Duraklama dönemi mi?
Ancak yaşadığımız günlerde sanki bir "Duraklama dönemi" yaşanıyormuş gibi bir izlenim var kamuoyunda.
Sanki Kıbrıs için çözümsüzlüğün çözüm olarak benimsenmesi, bu dönemin de siyaset çizgisini belirliyor.
Ve sanki Kürt realitesine ilişkin siyasetin ana öğesi yine sadece bölücü terörle mücadeleye kilitlenmiş durumda... Siyaset değil güç, bu sorundaki tek etken sanki.
Bu açmazlardan çıkışın yolu, muhalefetin alternatif siyasetler oluşturup, sunabilmesinden başka bir şey değildir.
Örneğin ana muhalefet partisi CHP, "ak"a "kara" demek dışında, Kıbrıs ve Kürt sorunları konusunda farklı hangi siyasetleri ve tutumları öneriyor?
CHP iktidar olursa, Kıbrıs Rumlarına limanları ve havaalanlarını açacak mı?

Gerçek ana muhalefet mi?
CHP iktidar olsaydı KCK tutuklamaları yapılmayacak mıydı?
CHP yönetimi bu konularda AK Parti iktidarından farklı acaba neler düşünüyor?
BDP sözcüleri alternatif söylemler üretmek konusunda çok aktifler.
Örneğin son olarak Aysel Tuğluk Diyarbakır'da şöyle konuştu:
"- Sorunu Abdullah Öcalan'sız çözemezsiniz. Kürtlerin direnişçi bir özelliği vardır. Bu gidişatın sonu topyekûn bir direnişin gelişmesine yol açacaktır. Bu kadar mücadele, bu kadar bedel Başbakan'a biat etmek için verilmedi."
Kısacası çoğulcu demokraside duraklama dönemi alternatif siyasetler sunularak aşılabilir.
Ya da acaba gerçek ana muhalefet partisi CHP değil de BDP midir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA