Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Okuduklarımızdan ve yaşadıklarımızdan ders almalıyız...

Olaylara çözüm üretmek ne köşe yazarlarının ne de twitterda yazışanların elinde. Ancak tepkilerinizi, gözlemlerinizi ve doğru ya da yanlış bulduğunuz davranışları yazabilirsiniz.
Çözüm siyasetçilerin ve özellikle iktidardaki siyasetçilerin elinde...
Nihai çözümü ise seçmenler belirler. Tabii bir de olaylara neden olan tüm tarafların akılcı davranmaları gerekiyor. Bu arada kendi davranışlarınızın yol açtığı sonuçları da soğukkanlılıkla tahlil edebilmeniz, kaçınılmaz bir şarttır çözüm üretiminde.
Mesela Heller'in "Catch
22"
sundaki Yossarian'ın serüvenlerini hatırlamakta fayda var.
2'nci Dünya Savaşı'nda Amerikan ordusunda savaş pilotu olan Yossarian, Alman mevzilerine saldırının başlayacağı gün ruhsal bozukluk şikâyetiyle hastaneye yatar.
Hastaneyi teftiş eden bir general Yossarian'a "Nedir şikâyetin" diye sorunca Yossarian "İnsanlar beni sevmiyor, herkes bana düşman" diye cevap verir.
General "Nereden anladın bunu" diye sorunca da, Yossarian şöyle anlatır durumunu:
- Mesela uçağımdaki bombaları Alman mevzilerine atmak üzereyken, Alman uçaksavarları bana ateş etmeye başlıyor. Beni onlar da sevmiyor.
Mesela taş attığınız bir polisin size müdahalesi, onun sizi sevmediğini mi gösterir?
İnsanlar olayların merkezindeyken okuduklarından, yaşadıklarından, duyduklarından ders alabildikleri ölçüde krizlere daha salim kafayla yaklaşabilirler.
Böylece herkes kendi konumunu, gücünü hayaller dünyasına taşıyıp abartmadan ölçebilir.

Hayal dünyaları

Yakınım olan bir avukat yaşadığı bir olayı anlatmıştı 1970'li yıllarda...
Tutuklu bulunan bir müvekkili gardiyana saldırdığı için, onu cezaevine çağırmışlar.
Müvekkiline "Neden gardiyana saldırdın" diye sormuş görüştüklerinde. Tutuklu müvekkili olanları şöyle anlatmış:
- Koğuştaki bir arkadaşım esrarlı sigara ikram etti...
Yakıp, çekmeye başladım.
Dünya barışını tehdit eden Amerikan-
Sovyet gerginliği kafama takılmıştı.
Bir nefes daha çektim ve ABD Başkanı Nixon'la Sovyet Komünist Partisi'nin lideri Kruşçef'i buluşturmak için çalışmaya başladım. O sırada gardiyan elinde bir süpürgeyle geldi yanıma ve koğuşun yerlerini süpürmemi söyledi. Tam dünya barışını sağlamaya çalışırken gardiyanın bu umursamaz davranışı kafamı bozdu ve bir yumruk attım ona. Siz olsaydınız sizin de kafanız bozulmaz mıydı?

Taksim bütün Türkiye mi?

Bir de kendi ülkenizin istikrarına ve güvenliğine uzaktan bakanların tutumlarına bel bağlamaktan kaçınmak gereği var...
Bir yolcu uçağında patlama sesi duyulunca yolcular paniğe kapılmışlar. Tam bu sırada uçağın hoparlörlerinden pilotun sesi duyulmuş.
- Ben kaptan pilot Smith, yardımcı pilot John ve baş hostes Mary okyanustaki saldan sizi dikkatle izliyoruz. Telaş edecek bir durum yok. Sadece kemerlerinizi bağlayın, diyormuş pilot.
Bizler de Türkiye'de çözümün CNN'in merkezi Atlanta'da değil Ankara'da, İstanbul'da bulunacağını hiç unutmamalıyız.
Ayrıca televizyon ekranlarına kilitlenip Taksim Meydanı'nı "Bütün Türkiye" gibi görmek yanılgısına düşmemeliyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA