Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Kimin hangi devleti temsil ettiğini anlamak kolay değil ki

Jandarmaların MİT'çileri yere yatırıp dövdüklerini görüntüleyen fotoğraflar "Devlet devleti döver mi" sorusunu gündeme getirmedi mi? Tabii ki bu çeşit sorular gündeme gelince bunlar türemeye de başlar.
Önce "Bunlardan hangisi gerçekten devlet" diye sorarsınız... Size "Bunlardan biri paralel devlet" cevabı verilirse, siz bu defa da "Dikey devlet"i aramaya başlarsınız.
Bu gibi durumlarda kimin kim adına karşısındakini etkisiz kılmaya çalıştığını anlamak kolay değildir.
Geçmiş dönemlerde "Kim gerçek devlet" sorusuna cevap aranmak yerine "Kim gerçek Atatürkçü" sorusu zihinleri işgal ederdi. "Seni sevmek milli ibadettir" diyerek Atatürk'e olan sevgisini ifade eden Atatürk'ün son Başbakanı Celal Bayar, 27 Mayıs 1960 darbesinde Atatürkçü askerler tarafından devrilmemiş miydi? Buna benzer durumlara sık sık rastlanır bu coğrafyada... 1960'ları hatırlayanımız kaldı mı acaba?

Senin gençliğin ve senin polisin
İçinden Dev-Genç'in de çıkacağı "Fikir Kulüpleri Federasyonu"nu oluşturan örgütler 1965'teki kuruluştan başlayarak 12 Mart 1971 darbesine uzanan döneme kadar pek çok eylemle, varlıklarını kamuoyuna duyuracaklardı.
Bu eylemlerden biri de Samsun'dan başlayıp 10 Kasım'da Ankara'da Anıtkabir'de sona eren gençlik yürüyüşleriydi. Böylece dönemin Adalet Partisi iktidarının devrime ihanet ettiği suçlaması Atatürk'e duyurulurdu.
10 Kasımlardan birinde Anıtkabir'e ulaşan gençlere Toplum Polisi müdahale etmiş ve polisler topluluğu dağıtmak üzere gençleri coplarla dövmeye başlamışlardı. Bu sırada Anıtkabir Defteri'ne gençlik adına gözlemlerini aktarmakta olan Fikir Kulüpleri temsilcisi de polisin müdahalesine hedef olunca, Anıtkabir Defteri'ne "Atam, senin polislerin, senin gençliğini dövüyor" diyerek son cümlesini yazabilmişti.

Senin jandarman ve senin MİT'in
Eğer MİT'in TIR'ları Anıtkabir önünde jandarmalar tarafından durdurulsa ve jandarmalar MİT'çilere orada müdahale etselerdi, MİT temsilcisi Anıtkabir defterine "Atam senin güvenlik personelin, senin istihbarat personelini dövüyor" diye yazar mıydı acaba?
"Vesayetçi demokrasi" sona erdirildikten sonra kendilerini "Derin devlet" olarak görenlerin yokluğunu, kendilerini "Paralel devlet" olarak görenlerin doldurmaları galiba kaçınılmazdı. Halkı veya seçmeni devre dışı bırakmayı amaçlayan oluşumlar, bu coğrafyanın kaçınılmazlarından değil midir? Burada şaşırtıcı olan "Yüksek bürokratlar"ın yerine "Yüksek imamlar"ın bir anda geçivermiş olmalarıdır.
Eğer Hükümet bu Paralel Devlet'in vesayetini de sona erdirirse, bakarsınız Ankara'ya gelemeyen birileri Washington'a gidip Lincoln Anıtı'nın defterine "Amerika'nın müttefikleri Amerika'ya sadık insanları cezalandırıyor" diye şikâyetlerini yazarlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA