Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Siyasetin bir yöntemi de "rakipleri öfkelendirmek" midir?

Hepimiz öfkeleniriz ama siyasetçileri farklı şeyler öfkelendirir.
Mesela 1974'teki CHP- MSP koalisyonunda Ecevit'in ortağı olan Erbakan, onu öfkelendirmek için "Biz Kıbrıs'ın tamamını alacaktık, Ecevit yarıda durdu" söylemini seçmişti. Bu öfke ile Ecevit koalisyonu bozdu...
Turgut Özal Cumhurbaşkanıyken toplanacak Karadeniz İşbirliği Zirvesi'nin sabahında Devlet Bakanı Cavit Çağlar, Başbakan Süleyman Demirel'e "Özal'ı delirteyim mi" diye sordu. Demirel "Bildiğin gibi yap" diye izin verince de Zirve'ye katılmak üzere olan Cumhurbaşkanı Özal'ın yanına gitti. Ona "Sizin bu Zirve'de imza yetkiniz" yok dedi. Özal çok öfkelendi. Kapıdan geri döndü ve kıyıdaki motora binip, oradan ayrıldı. Mimarı olduğu Karadeniz Ekonomik Örgütü de hayata eksikli başladı.
Şimdi de "Başbakan Erdoğan'ı nasıl öfkelendirebiliriz" içerikli bir arayış var siyasetin gündeminde...

BİRİKTİRİLMİŞ ÖFKE
Danıştay'ın kuruluş yıldönümü toplantısında Erdoğan'ın Metin Feyzioğlu'na yönlendirdiği öfke galiba bir nevi "Biriktirilmiş öfke"ydi... Daha önce Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü toplantısında Haşim Kılıç'a o anda yönlendiremediği öfke ile Feyzioğlu'nun yersiz sözlerine karşı duyduğu öfke birleşmişti. Bu biriktirilmiş öfkenin dışa vurması da, çok sert oldu.
Ancak Erdoğan'ı öfkelendirmeyi siyaset etmek sananların büyük bir yanılgısı var... Erdoğan'ın bu gibi durumlarda sergilediği öfke, onu seçmen katında güçlü kılıyor.
Gezi Parkı Kalkışması ertesinde bu öfkesini hemen görkemli bir meydan mitingine taşımış ve tabanını konsolide etmişti. Gülen Örgütü'nün eylemlerine karşı seslendirdiği öfke ile de Yerel Seçim kampanyasını sürdürmüş ve sonuç zafer olmuştu.
Özetle Erdoğan'ı sinirlendirip gerginlik yaratmak, siyaseten bunu yapanları vuruyor. Bu gerginliği Erdoğan yönetiyor sonunda...
Bu noktada Sayın okurum Remzi Türk'ün "Yenilgiyi kabullenmeyen ve saldırganlaşan bir kesim"in davranışları sonucu gösterilen öfkeli tepkilerle ortamın gerginleşmesine ilişkin şu gözlemini de aktarmalıyım:
"- ...Ancak, ülkenin gergin hali kimin işine yarıyor ona bakmak lazım. Hükümet kontrol edilebilir gerginlik politikasını bilerek yürütüyor ve her seferinde kârlı çıkıyor. Korkunç olan, ya kontrolü kaybederse, memleket nereye sürüklenir. Örnekleri var, yaşadığımız coğrafyaya bakın..."
Kısacası seçmene projeler ve bir vizyon sunarak iktidar alternatifi olmak yerine Başbakan Erdoğan'ı öfkelendirmeyi daha kolay bulanların bu yetersizliğine karşı yeni bir strateji aramak şarttır... Başbakan Erdoğan arkasındaki halk desteği yanında "Seçilmişlik"ten kaynaklanan meşruiyetine dayanan ağırlığı ile de "Kontrol edilebilir sakinleşme"yi sağlayarak, yetersiz muhalefeti herhalde daha kolay etkisiz kılabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA