Herkesin kafasını kurcalayan soru bu... Tel tel dökülen, koşmadan önce üç kere düşünen, yanından geçen rakip oyuncuyu gözüyle takip eden Fenerbahçeli futbolcular, nasıl oldu da birden asker kesilip, cephede çarpışmaya başladılar.
Bunun cevabını geçmiş haftalardaki gelişmelerde saklı olduğunu her fırsatta söyledik. Genç yöneticilerin önce oyuncularla, sonra Aragones ile yaptığı toplantılarda, atılmış olan köprüler yeniden inşa edildi.
Ve işin püf noktası; futbolcuya pabucun pahalı olduğu, sadece yönetimin değil, taraftarın da oyuncu gönderebileceği hatırlatıldı.
Bu yüzden Saracoğlu'nda çok farklı oynadılar, çok mücadele ettiler, güçlü kaldılar, gövde gösterisi yaptılar.

BÖYLE DEVAM EDER Mİ?
Kafalardaki ikinci soru ise, Hacettepe maçı ile başlayıp, iki Sivas maçında zirve yapan bu performans devam edecek mi? Şu anda Fenerbahçe'nin tecrübeli oyuncuları işe el koydukları için saha içinde doğru dengeler var. Aragones'in kalıplarını futbolcular kırdılar. Olmadığını anlattılar, İspanyol hocanın da ikna edilmesini sağladılar.
Özellikle Neşet Yalçın ve Ali Yıldırım krizi mükemmel yönetiyor. Kupa yarı finali öncesinde hak edilenin de üstünde prim dağıtarak, doğru zamanlamalı bir doping daha yaptılar.
Kayseri'de bu istimin devam etmesindeki sır Fenerbahçe'nin fizik kalitesini korumasına bağlı. Hafta içinde maç olması, Aragones'in yüksek tempolu idmanlarına ara vermesine neden oldu.
Bu nedenle en çok şikayeti adale ağrıları ve sakatlıklardan olan futbol takımı, saçmasapan tempolu idmanlardan kurtuldu. İşte Kayseri maçı öncesindeki en büyük şans bu.
Sonrası Allah Kerim...