Yargıtay Başkanı, yeni Adli Yıl'ın açış konuşmasında önemli bir "Algı sorunundan" söz etti:
- ................. mahkemeler sanki kanuna ve delillere göre değil de, konjonktüre göre kararlar veriyormuş algı ve inancı oluşmaktadır. (Sayfa 19) Başkan "Oysa durumun hiç de öyle olmadığını" söyledi.
"Genelleme yapmak" doğru değil... Önce bunu belirtelim.
Sonra da konuya girelim:
Türk yargı sistemi etkilenmeye açık... "Siyasetten etkileniyor... Konjonktürden etkileniyor."
Çözüme gelince...Tepkisel çözüme gidiliyor... Pek çok hukukî düzenleme "Reaksiyonel" değil mi?
Sorun bugünün sorunu değil... "Dün de böyleydi."
Yassıada'da "Bir dönem" mahkûm edilirken... Mahkeme başkanı "Sizi buraya tıkan kudret böyle istiyor" demedi mi?
Doğruyol Partisi'ni... Ak Parti'yi kapatma davaları... "Konjonktürel" değil miydi?
Başbuğ Türkeş idamla yargılandı... Recep Tayyip Erdoğan şiir okuma suçundan hapse atıldı... Özal, Demirel, Sezer Çankaya'ya çıkarken aranmayan şartlar, Abdullah Gül Çankaya'ya çıkamasın diye arandı... "367 ucubesi."
Örnek çok... Saymakla bitmez... Uzatmayalım.
Ve bir şeyin altını kırmızı kalemle çizelim:
"Yargı, hukuktan başka bir şey dinlememeli... Hukukun dışında hiçbir şeye itibar etmemeli."
Türkiye'de yıllar yılı bu temel ilke "Kalbura çevrildi mi, çevrilmedi mi?"
İşte bütün mesele.
Hamlet'in "Olmak ya da olmamak... İşte bütün mesele" dediği gibi.