Dün bir grup meslektaşımızla, İzmir'de sanayinin kalbinin attığı noktadaydık. Türkiye'nin nitelik çıtası yüksek, önde gelen, en modern sanayi bölgelerinden olan, 1990 doğumlu İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İASOB); 2012 yılını 5 milyar dolara ulaşan, ciddi bir ticaret hacmiyle selamladı. İASOB, artık 592 sanayi tesisiyle, tam 35 bin kişiye istihdam sağlayan önemli bir bölge konumunda. Bu yönleriyle, gelişen, değişen, dönüşen Türkiye'nin simgelerinden sayılabilir.
Bölgeden ihracat yapan 200 üzerindeki firmanın yıllık ihracat rakamı da, 2 milyar doları aşmış.
Muhabirimiz Soner Çağlar'ın haberinde, İASOB yönetiminin, son yıllarda başarıyla gerçekleştirmeyi sürdürdüğü, heyecan verici projeleri okuyacaksınız.
Kısaca izlenimlerimizi de aktaralım.
AYNI HEYECAN
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş ile yaptığımız sohbet, sanayideki hareketliliğin, üretime dayalı dinamizmin bir aynası gibiydi.
İASOB yönetiminden sohbete katılanlarda da aynı hareketliliği izledik.
Aynı heyecanı paylaştık.
İASOB yönetimi, son yıllarda gerçekten başarılı, dikkat çekici işler yapmış. Bölgede bulunan firmalara verdikleri üst düzey kaliteli hizmet, günümüzde 100 milyon doların üzerinde değer biçilen arıtma tesisleriyle, Türkiye'ye iyi örnek oluşturabilecek özenli 'çevreci sanayicilik' anlayışları; gerçekleştirdikleri tüm fiziki düzenlemeler, yarattıkları yeni sosyal alanlar; kısa sürede vakıflaşma içerecek, sanayiye yönelik, uzun vadeli, ufku geniş 'eğitim perspektifi' oluşturmaları; bu yönde 'teknik', butik bir üniversite kurmaya kadar ulaşacak yeni adımları; kentin tüm üniversiteleri ile uygulamaya çalıştıkları işbirliği projeleri; örnek gösterilecek, alkışlanacak, doğru işler.
Yaptıkları ve hedeflerinde yapılacak daha çok iş var. Bunlardan biri de, İzmir Çiğli'de yeni kurulan Katip Çelebi Üniversitesi iş birliği ile 'teknopark' yaratma projesi. Önemli bir açılım.
İzmir'in farklı noktalarında, farklı organizasyonların, üniversitelerin, ciddi 'teknopark' yaklaşımı, projeleri var. Bazılarının ön çalışmaları sürüyor. Alanları belirlenmiş. Bu somut durum, İzmir'in canlılığının, ilerleyişinin göstergesi. Bu durumda genel çizgileriyle konuya olumlu yaklaşmak gerekli. Çünkü bu projelerden bazıları ya da bir tanesi başarılı olacak, bazıları ise hayatın içinde karşılığını bulamayarak süreç içinde elenecek. Ama bu 'teknopark' projeleri arasında, belki de taşıdığı potansiyel nedeniyle, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nin projesi, daha çabuk öne çıkabilir gibi görülüyor. Elbette ellerini hızlı tutmalarına, projenin nasıl detaylandırılacağına, uygulamanın hangi alanda yapılabileceğine de bağlı bu gelişme. Birlikte takip ederek göreceğiz.
MORAL VERİCİ
Dün Hilmi Uğurtaş ile sohbetimiz sonrasında, bölgeden olumlu duygular ile ayrıldık.
Bir şey yerinde ve görerek, çok daha iyi algılanıyor. Avrupa'daki üstü örtülü krize, dünyanın geçirdiği fırtınalı aylara rağmen, ekonomimizin halen verdiği olumlu sinyallerin arkasında, en önemli öz gücün, Türkiye'nin özel sektörü olduğunu net izliyorsunuz. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde de, ellerini taşın altına koymaktan geri kalmamış, kendilerini değişim sürecinde hızla yeniden konumlandırabilen, tamamen üretime endekslenmiş kurumları ve onların başlarındaki heyecanlı insanları görünce, moral kazanıyorsunuz.
Demek ki Türkiye, başta Kürt sorunu olmak üzere, bildiğimiz sıkıntılarını aşsa, önüne geçilemeyecek bir çizgide olabilecek. Dün izlediğimiz tablo, İzmir ve Ege'nin, bu resmin bütününde, çok önemli, olumlu bir rol oynayacağını gösterdi bize.
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş ve yönetimini yaptıkları olumlu işler nedeniyle kutluyoruz.
