Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Cumartesi notları

Küçük anlatılarda buluşalım bugünkü yazımızda.
Uzakdoğu'da bir Budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu.
Burada geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı, kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada 'sezgisel buluşmaya' inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak, çan veya zil yoktu.
Bir süre sonra kapı açıldı. İçerideki Budist rahip, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra 'sözsüz konuşmaları' başladı.

***

Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu.
Budist bir süre kayboldu. Sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve yabancıya uzattı. Bu, 'yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz' demekti.
Yabancı, tapınağın bahçesine döndü. Aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.
İçerideki Budist rahip saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı.
Çünkü orada 'suyu taşırmayan bir gül yaprağına' her zaman yer vardı.
***

Arapça'da 'laedri', "bilinmeyen, anonim" anlamını taşıyor. Çok zengin köklere sahip Arap edebiyatında ve şiirinde ise yazarı/ şairi belli olmayan eserlerin sonuna da, 'laedri' yazılıyor.
İşte asırlar öncesinden kalma bir 'laedri' örneği:
"Adam, adamdır eğer olmaz ise bir pulu
Eşek yine eşektir, atlastan olsa çulu."
Etkileyici bir başka laedri örneği de şöyle:
"Güden çoban sürüyü döndürünce ters yöne
Geçmez mi sürüdeki topal koyun en öne."

***
'Laedri'ler, insanı düşündürür, sessiz bir bilgeliğin izlerini, kaybolan yılların ardından günümüze taşır. Ama bizim, kökleri onlarca yıl önceye dayalı şiirimizde de, bilgelik sızan dizeler vardır. Örneğin Fuzuli'nin şu dizeleri:
"Ya Rab! Bana cism ü can gerekmez Canan yok ise can gerekmez.
"
Padişah Yavuz Sultan Selim'in şu dizelerine ne demeli:
"Padişah-ı alem olmak bir kuru kavga imiş
Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş."
(Bende: hizmetkar, bağlanmış anlamında.)
***

Bu arada Ziya Paşa da unutulmamalı:
"Ademe adem gerektir adem etsin ademi
Adem adem olmayınca netsin adem ademi.
"
İşte İbnü'l-Emin Mahmud Kemal'den, çarpıcı bir başka örnek:
"Suretin siretine şahittir
Başka şahit aramak zaiddir"
(Suret: görünüş, siret: huy, ahlak; zaid: gereksiz anlamında)
Belki de en güzeli Sümbülzade Vehbi'nin dizeleriyle bitirmek bu yazıyı: "Postu sırtında gezer hayvanın
İlmi sadırında olur insanın.
(Sadır: kalb, gönül, anlamında kullanılmış.)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA