Fenerbahçe kağıt üstünde favori olan takım. Çünkü Galatasaray'da bir haftadan beri büyük sorunlar var. Baros ve Arda gibi takımın en önemli oyuncularından yoksun ve son 10 yılda Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yapılan maçların hepsini Fenerbahçe kazandığı için oyuncuları psikolojik yönden de iyi durumda değil. Ama maç başladığında gördük ki futbol sahada oynanıyor.
Galatasaray beklenenin aksine Fenerbahçe'yi kendi sahasında çekinerek karşılama yerine, önde basarak rakibi etkisiz kılmayı öne çıkartan bir oyun anlayışındaydı. Orta sahada Cana, Mustafa Sarp, Ayhan ve kenarlardan Misimoviç ve Elano'nun katılımıyla top rakipteyken beşli orta saha; hücumda ise Misimoviç ve Elano çizgiye çıkarak 4-3-3'e dönüş yaptılar.
Oyunun henüz başında Pino'nun vurduğu topta Gökhan Gönül, kale çizgisinden topu çıkarmasa Galatasaray oyuna önde başlayacaktı.
Fenerbahçe ise Galatasaray'dan böylesi bir başlangıç beklemedi. Emre ve Mehmet Topuz orta sahada iki oyuncu, beş oyuncuyla mücadele etmek durumunda kaldılar. Çünkü ne Dia ne de Stoch orta sahaya yardımcı olan oyuncular değil. Alex de Cana'nın markajında etkisiz kalınca serbest vuruşlar dışında Fenerbahçe ilk yarıda Galatasaray ceza sahasında hiç görünmedi.

FİZİKSEL YORGUNLUK ÖNE ÇIKTI
İkinci yarıda ise Galatasaray ilk yarıya göre oyunu daha geride kabullendi. Orta sahada ilk yarıya göre pas bağlantısını olumlu yapamadı. Fiziksel anlamda, örneğin Misimoviç gibi oyuncuların hazır olmaması yüzünden rakip sahada topla buluştuklarında çabuk top kayıpları yaşadıkları için Fenerbahçe ilk yarıya göre daha baskılı görünen taraf oldu. Oyuncu değişikliklerinden sonra ise özellikle sol kenarda Stoch'un getirdiği iki top var. Bunlardan birinde Niang'la gole yaklaştılar.
Galatasaray açısından çalkantılarla geçen bir haftadan sonra alınan bir puan başarı sayılmalı, Fenerbahçe ise üst düzey karşılaşmalarda hala önemli sorunları olduğu gerçeğini bir kez daha gözden geçirmeli.