Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SAİT GÜRSOY

Dünya insanı yetiştirmeliyiz

Bologna Süreci, 2010 yılına kadar Avrupa Yükseköğretim Alanı yaratmayı hedefleyen bir Avrupa reform süreci. Pek çok uluslararası kuruluşun işbirliği ile 46 üye ülke tarafından oluşturulan ve sürdürülen, alışılmışın dışında bir süreç. Sürece üyelik, devletlerarası herhangi bir anlaşmaya dayanmıyor. Bologna Süreci kapsamında yayımlanan bildirilerin yasal bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Süreç tamamen her ülkenin özgür iradeleri ile katıldıkları bir oluşum. Ülkemiz, sürecin öngördüğü hedefleri kabul edip, etmeme hakkına sahip. Bologna Süreci'nin oluşturmayı hedeflediği Avrupa Yükseköğretim Alanı içerisinde yer alan ülke vatandaşları, yükseköğrenim görmek ya da çalışmak amaçları ile Avrupa'da kolayca dolaşabilecek. Bu süreç, ülkemizdeki yükseköğretim kurumlarına da önemli katkılar sağlayacak.

AB ile bütünleşmek

Avrupa Yükseköğretim Alanında, üye ülkelerin eğitim sistemlerinin tek tip yükseköğretim sistemi haline getirilmesine çalışılıyor. Avrupa Yükseköğretim Alanı'nda hedeflenen, çeşitlilikle birlik arasında bir denge kurulması amaçlanıyor. Yükseköğretim sistemlerinin kendilerine özgü farklılıkları korunarak birbirleriyle karşılaştırılabilir ve uyumlu hale getirilmesi planlanıyor. Bu şekilde, bir ülkeden ya da yükseköğretim sisteminden diğerine geçiş kolaylaşması ve böylece öğrenciler ve öğretim görevlilerin hareketliliği ve istihdamının artırılması planlanıyor. Kolay anlaşılır ve birbirleriyle karşılaştırılabilir yükseköğretim diploma oluşturmak. Yükseköğretimde Lisans ve Yüksek Lisans olmak üzere iki aşamalı derece sistemine geçmek. Avrupa Kredi Transfer Sistemini (European Credit Transfer System, ECTS) uygulamak. Öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin hareketliliğini sağlamak. Yükseköğretimde kalite güvencesi sistemleri ağını oluşturmak. Yükseköğretimde Avrupa boyutunu geliştirmek. Bunlar Bolonya Süreci'nin hedefleri.
Dünyamız bir kürselleşmenin içersine girdi. Yükseköğretim ise, bu küreselleşmenin önemli bir ayağı oldu. Günümüzde oturarak eğitim dönemi bitiyor. İnsanlarımız hayatta başarılı olmak istiyorsa, mobil olmalı. Hangi mesleği seçtiyse, onunla ilgili Avrupa'da belirli süre eğitim almalı, gözlem yapmalı. Çeşitli kültürler arasında, dünya görüşünü genişletebilmeli. Böylece hayata atılırken, diğer insanlardan bir adım daha önde olabilecek. Şunu sakın unutmayalım. Artık, üniversiteler, dünyamızdaki istihdam ve akademik piyasalara karşı çok daha duyarlı hale geliyor.
Küreselleşen bir dünyada, ülkelere özgü bir yükseköğretim sistemi pek geçerli olamayacak. Çünkü başka ülkelerde olmayan bir eğitim, o ülkenin insanına hiçbir şey sağlamayacak ve onu yalnız başına bırakacak. Yaşamımızdaki önemli temel taşlarına bir göz atalım. Bunların birçoğu uluslararasılaşmış. Dünyada birçok meslek için ortak üretim yapılıyor ve kullanılıyor. Bunlara bizim de katkımız olduğu gibi, bunları kullanıyoruz da. Üniversite mezunlarımızdan, ülkemize özel olmalarını bekleyemeyiz. Dünyayla yarışabilmeleri için, onları dünya insanı yapmalıyız. Bu süreci, üniversitelerimizin en doğru şekilde değerlendirmeleri gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA