Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Savcılık neyin peşinde?

Ahmet Şık'ın kitabına yönelik operasyon, ilk bakışta çok "abuk" geliyor. Gülen Cemaati'nin Emniyet'te örgütlenmesini konu alan bir kitap, "terör örgütü aracı" sayılıyor; bu yüzden de bütün nüshalarının imha edilmesine mahkeme karar veriyor. Aynı çerçevede, Radikal gazetesine baskın düzenleniyor. Ahmet Şık'ın yakın arkadaşı Ertuğrul Mavioğlu'nun bilgisayarındaki müsveddeden çıktı alındığı gibi, dosyadaki kitap taslağı da siliniyor.
Zekeriya Öz, bütün bunları abuk bir savcı olduğu için mi yapıyor? Yoksa bir şey mi arıyor... bir şeyler mi araştırıyor?
"Basın özgürlüğü elden gitti" tartışmaları arasında, gerçek zeminin kaydığını düşünüyorum. Bir kere, iddia edildiği gibi, amaç, Fethullah Gülen aleyhindeki bir kitabı sansür etmek olamaz. Zira piyasada bu kitaplardan bol miktarda var. En meşhurları, Zübeyr Kındıra'nın yazdığı "Fethullah'ın Copları" ve Saygı Öztürk'ün kaleme aldığı "Okyanus Ötesindeki Vaiz"; kitapçılarda bulabilirsiniz. Ayrıca, benzer iddialar 1990'lı yılların başından beri medyada yer alıyor.
1991'de, Polis Akademisi öğrencisi Rafet Yılmaz, okuldan uzaklaştırılınca "İllegal faaliyet gösteren dinci bir gruba katılmadığım için okuldan atıldım" iddiasını dile getirdi. Polisteki Fethullahçı dediği kişilerin isimlerini verdi. Emniyet Genel Müdürlüğü, içinde Fethullah Gülen'in de olduğu 102 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. 14.10.1992'de, Ankara DGM Savcılığı takipsizlik kararı verdi.
İddialar bu noktada son bulmadı. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Başkan Tuncer Meriç'in imzasını taşıyan 10 Mart 1992 tarihli bir başka rapor düzenledi. O raporda da, Fethullah Gülen'in Polis Kolejleri ve Polis Akademisi içinde örgütlendiğinden söz ediliyordu. Bu iddialarla ilgili karar, 1998'de, Ankara DGM Başsavcısı Talat Şalk tarafından verildi: "Fethullah Hoca'nın Talebeleri adını taşıyan bir örgütün varlığına rastlanmadı. Sanıkların böyle bir örgüt kurdukları ve bu örgüte üye olduklarına dair kamu davasının açılmasını haklı gösterecek delil bulunamadı... Kamu adına takipsizlik kararı verilmesine."
10 Ocak 1999'da, bu defa Aydınlık dergisinde "Fethullah Emniyet'i Ele Geçirdi" başlıklı bir haber çıktı. Bunun üzerine, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne 4 Şubat 1999 tarihli bir görevlendirme yazısı yolladı. Dergide yer alan iddiaların araştırılması istendi. Bundan sonra, Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'ın ve Emniyet Müdür yardımcısı Osman Ak'ın devreye girdiğini görüyoruz. Ankara Emniyeti'nin topladığı bilgiler, 21 Nisan 1999'da, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne iletildi. DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Fethullahçı örgütlenmeyle ilgili uzun bir iddianame kaleme aldı. Gülen, Ankara 11. Ağır Ceza'da yargılandı; beraat etti. Karar, Yargıtay tarafından da onandı. (5 Mart 2008)
Dolayısıyla, Ahmet Şık'ın kitabındaki iddialar ne ilk, ne de son. Fethullah Gülen bin kere beraat etse bile, aynı söylentiler sürüp gidecektir. Bu yüzden, savcılığın kitabı sansür peşinde olmadığını düşünüyorum. Savcılık, Oda TV ile Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın ilişkisini araştırıyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA