The Economist'in "AK Parti'ye oy vermeyin" çağrısı, maksadın tam tersine bir sonuç yarattı. Gerçi, dergi, 2007'de de, AK Parti'nin desteklenmesini önererek iç işlerimize karışmıştı ama, o tarihte açık bir askeri müdahale söz konusuydu ve Erdoğan'ın partisine oy atmak, askeri vesayete karşı çıkma anlamı taşıyordu. Bugün, "sivil vesayet" ya da "sivil dikta" söylemi bazı çevrelerde telaffuz edilse dahi, 2007 yılına benzer bir süreçten geçmediğimiz açık. The Economist, iktidar karşısında muhalefet güçlensin, alternatif oluşarak siyasi denge sağlansın amacını mı güdüyor? Yoksa Türkiye'nin İsrail karşısındaki tavrından mı rahatsız, bunun teşhisini koyamayacağım. Ama pek çalışılmamış bir yazı olduğu aşikâr. Çin'den daha fazla gazetecinin hapiste olduğu iddiası nasıl bir araştırmaya dayanıyor? Bazı askerlerin, yargılanmasını şişirilmiş iddialara bağlamak için, dergi yönetimi, söylentiler haricinde hangi bilgi birikimine sahip? Hele, Kılıçdaroğlu'nun Güneydoğu'da Erdoğan'a göre daha büyük kalabalıklar topladığına dair satırlar... Bunlar gerçeği yansıtıyor mu?
Ayrıca yazıda, seçmeni Kılıçdaroğlu'na oy atmaya teşvik edecek vasıfta, -AKP karşısında alternatif oluşsun düşüncesinden öte- bir unsur bulunmuyor. Sadece Kılıçdaroğlu'nun, selefi Baykal'a göre müspet yönde bir gelişme gösterdiği belirtiliyor ve CHP'nin eski genel başkanından, "dinozor" olarak söz ediliyor.
Peki AK Parti için yazılanlar... "2002'den beri ekonomi olağanüstü iyi gidiyor. Türkiye AB ile müzakereleri başlatacak demokratik reformları gerçekleştirdi. Dış politikası, komşularıyla sıcak ilişkiler kurma ekseninde gelişti. Orduyu kışlasına gönderme hususunda kararlı davrandı. Bu sayede Türkiye hem bölgesinde hem dünyada siyasi ve ekonomik güç haline geldi. İsrail ve ABD ile münasebetinde bozulmaya rağmen, Arap dünyası için model ülke konumunda. Oysa 2002'de, hem siyasette, hem de ekonomide çok olumsuz bir miras devralmıştı."
Economist'i okuyan sıradan bir Türk vatandaşı, bütün bu başarıların mimarı gibi gösterilen AK Parti yerine, neden CHP'ye oy versin? Sadece, Kılıçdaroğlu, Baykal ölçüsünde bir dinozor olmadığı için mi? Yoksa Gandi'ye benzediğinden mi?
