Cumhuriyet'in çarpıcı bir manşeti vardı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye raportörü Durrieu'ye atfen, onun sözleri gibi yayınlanmıştı bu manşet: "Türkiye demokrasi ve laiklikten ayrıldı."
Raportör deyince, tabii insanın aklına, gazetenin rapordan bir bölümü yayınladığı da gelebiliyor.
Oysa, henüz rapor hazırlanmadı. Gizli olan muhtevası, Türk Dışişleri'ne gönderildi; Dışişleri de görüşlerini bildirecek.
Rapor, nisanda yayınlanacak.
Bir başka bilgi daha vereyim:
Türkiye, 1996'da, AKPM tarafından denetime alındı. Bu denetim, 2004'te sona erdi. Ve denetim sonrası diyalog süreci başladı. Bu sürecin ana amacı, denetim sırasında sağlanan ilerlemelerin yavaşlamasını ya da geriye dönüşü engellemek.
Türkiye denetimden çıkarken, hangi hususlarda ilerlemesi gerektiğine dair bir yol haritası da kendisine verildi: 1982 Anayasası'nın gözden geçirilmesi, % 10 barajın düşürülmesi, yurt dışındaki vatandaşların oy kullanması, vicdani ret hakkının tanınması, ombudsmanlık kurumunun oluşturulması, Ceza Kanunu'nda orantısallık ilkesi dikkate alınarak bazı düzenlemeler yapılması, dernekler, sendikalar ve siyasi partiler kanununun, son dönemde gerçekleşen reformlara uyumunu yansıtacak şekilde düzenlenmesi, yerel ve bölgesel yönetimde reform yapılıp ademi merkeziyetçiliğin uygulanması, Güneydoğu Anadolu'da geri kalmışlığın telâfi edilmesi, 1990'lı yılların çatışma ortamı içinde yerlerinden edilen kişilerin geri dönüşlerinin sağlanması, hâkim, savcı ve emniyet mensuplarının eğitiminin sürdürülmesi, Türkiye'de yaşayan ulusal azınlıkların varlığının tanınması ve bu kişilere kimliklerini koruma, geliştirme, açıklama hakkının verilmesi, kadınlara karşı şiddetle mücadele edilmesi.
AK Parti hükümeti bu konuda birçok adım attı ve atmaya devam ediyor. AKPM ile diyalog sürecini bilen bir kişi sıfatıyla Türkiye'yi topyekûn karalayıcı bir sözün, raportörce sarf edilmiş olduğuna inanmam zor. Üstelik, Durrieu, 21 Ocak'ta AKPM'nin Genel Kurul toplantısında Türkiye'yi bir hayli övmüştü. "Türkiye'de ilerleme kaydeden hukuk sisteminde yeni reform paketlerinin beklendiğini" de söylemişti.
4. Yargı paketiyle bu çabalar sürerken, Durrieu'nün birdenbire "Türkiye demokrasi ve laiklikten ayrıldı" gibi keskin bir cümle sarf ettiğine inanmam. Olsa olsa, Türkiye'nin bir değişim ve dönüşüm geçirdiğini ve Kemalizm'in laiklik anlayışından koptuğunu beyan etmiştir.
