Türkiye'de "terör örgütü üyesi" suçlamasının sıradanlaştığını, bundan dolayı gösteri yürüyüşüne katılan, pankart açan ya da slogan atanların kolayca örgüt üyeliğinden yargılandığını biliyoruz. Zaten "Tutuklu gazeteciler" tartışması da, kanunların bu sakatlığından kaynaklanıyor. Ama CHP'nin hazırladığı "Tutuklu Gazeteciler Raporu" gene de gerçek durumu yansıtmıyor. Çünkü bir kişi hem gazetede yazı yazıp muhabirlik yapabilir hem de gerçekten terör örgütü üyesi olabilir. CHP'nin raporuna baktığımızda, müebbet hapis cezasına çarptırılan birçok hükümlünün dahi gazeteci listesinde yer aldığını görüyoruz. Meselâ, Hatice Duman; Atılım gazetesi imtiyaz sahibi. "Marksist, Leninist, Komünist Parti'nin üyesi olmak ve anayasal düzeni zor yoluyla ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" gerekçesiyle müebbet hapis almış. Eylemleri şöyle sıralanıyor: Kadıköy'e bomba konulurken gözcülük yapmak, Eyüp ilçesindeki Akbank Topçular Şube Müdürlüğü'nün silâhla gasp edilmesi olayına katılmak.
Erdal Süsem, Maoist Komünist Parti yöneticisi; müebbet hapis cezasına çarptırılmış. Bir polisin silâhını gasp edip, adam öldürmekten dolayı suçlu bulunmuş.
CHP'ye göre, Tuncay Özkan da, düşünce suçlusu sıfatıyla cezaevinde kalanlardan. Oysa, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Aralık 2012 raporunda Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek (Aydınlık gazetesi Ankara Temsilcisi) ve Cengiz Kapmaz'ı (Özgür Gündem köşe yazarı) -doğrudan gazetecilik faaliyetiyle ilgi yargılanıp yargılanmadıklarını tespit edemediği için- 49 kişilik gazeteci listesine dahil etmemişti. CPJ'nin listesine almadığını, CHP raporuna koymuş. Tuncay Özkan gibi, Hikmet Çiçek de, Ergenekon davası sanığı. Haklarında kesinleşmiş bir hüküm yok fakat yazılarından dolayı yargılanmadıkları ortada.
CHP raporunun en başköşesinde Mustafa Balbay ismine rastlıyoruz. Buna göre, sözde TÜBİTAK, "Balbay'ın notlarında herhangi bir değişiklik yapılmadığı teknik açıdan kesinlikle söylenemez" demiş. CHP, Balbay'ın darbeye destek veren notlarının sonradan değiştirildiği iddiasına TÜBİTAK raporuna dayanarak sahip çıkıyor. Oysa TÜBİTAK'ın incelemesinde, notların değiştirilmediği kanaati ağır basıyor.

Yukarıda birkaç örnekle anlatmaya çalıştığım gibi, adam öldürmekten, bombalı terör eylemine iştirak etmekten mahkûm olanlar dahi, CHP raporunda yer alıyor. Ve tabii Ergenekon sanıkları da. Türkiye'de medya üzerinde baskı var. Bazı meslektaşlarımız gazetelerinden uzaklaştırıldı. Çekinen patronlar otosansür uyguluyor... Bunlar ifade edilse diyeceğim bir şey yok. Fakat müebbet hapis almış insanlara bile "düşünce suçluları" gibi sahip çıkılmasını doğrusu yadırgadım.