Tayyip Erdoğan, "Gezi Parkı'nda bize saldıranlar kimse, Ahmet Kaya'ya da saldıranlar onlardı" dedi ve tartışma başladı. Erdoğan, bazı ayrıntılar da verdi: "Ben o sırada tuvaletteydim; dışarıdaydım, diyorlar... Ulan hepiniz oradaydınız. Kamera kayıtlarında görüyoruz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Hepinizin mumu söndü."
Kemal Kılıçdaroğlu, "Ahmet Kaya yaşasaydı Gezi'de olurdu" diye Başbakan'a cevap verdi ki bu doğru bir tespit. Çünkü Ahmet Kaya, devrimci, değişimden yana, otoriteye karşı gelen bir tavrı benimsemişti. Ama öte yandan, Tayyip Erdoğan'ın da yanında olurdu. Erdoğan'ın Kürt meselesinde attığı adımları herhalde küçümsemezdi. Barzani'nin Diyarbakır ziyaretini, Başbakan'ın "Kürdistan" demesini, "Dağdakilerin ineceği, cezaevlerinin boşalacağı günleri göreceğiz" diye bir hayalinden söz etmesini yürekten alkışlardı. Zaten 1999'da onu Pınarhisar'a uğurlaması, yapılan haksızlığa karşı Erdoğan'a destek vermesi, mazlum ve mağdurun yanında olma duygusundan, hakkaniyetten yana saf tutmasından kaynaklanıyordu. Evet, Ahmet Kaya solcuydu, ama halk adamıydı. Halkın dertleriyle dertlenen biriydi. Bu yüzden Erdoğan'a yakın durdu. Çünkü Erdoğan, mağdur bir kitlenin temsilcisiydi; haksızlığa uğramıştı. Kaldı ki, Milli Görüş'ün Kürtlere yaklaşımı, daima milliyetçilerden farklı olmuş, o tarihlerde bile kimliklere saygıyı savunmuşlardı; "Ne mutlu Türküm diyene" yazısının Güneydoğu'da dağa taşa yazılmasını eleştirmişler, "Türküm, doğruyum" diye başlayan andımıza karşı çıkmışlardı.
Yukarıda anlattıklarım madalyonun bir yüzü. Diğer yüzüne gelince...
10 Şubat 1999'da, Magazin Gazetecileri Derneği'nin ödül töreninde Ahmet Kaya'yı yuhalayanlar, Gezi zihniyetini temsil etmiyordu. Halit Ergenç mi, Mehmet Ali Alabora mı, Mehmet Aslantuğ mu, Levent Üzümcü mü, Sırrı Süreyya Önder mi, ona, çatal-bıçak fırlattı? "10. Yıl Marşı"nı söyledi? "Memleketim" şarkısını okudu?
O günün fotoğraflarına baktığımızda, bakın kimleri görüyoruz: Ajda Pekkan, Osman Yağmurdereli, Adnan Şenses, Mahsun Kırmızıgül, Muazzez Ersoy, Özcan Deniz, Fatih Ürek, Yılmaz Morgül, Beyazıt Öztürk, Ebru Gündeş, Reha Muhtar, Berna Laçin, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses, Kadir İnanır, Serdar Ortaç, Edip Akbayram. Bunların hangisinin Gezi'yle ilgisi var? Çoğu, bugün, Erdoğan'a daha yakın.
Her konuyu polemik ortamında tartıştığımız ve "Sen-Ben" kavgasına dönüştürdüğümüz için doğru dürüst analiz maalesef yapılamıyor.
