Her buldukları fırsatta 'Onu bize bırakın' diyen İtalyanlar'ı kıskanmıyorum. Çünkü ününü İtalya'da yaptığı birbirinden güzel filmlerle pekiştiren yönetmen Ferzan Özpetek, hiçbir zaman kendi ülkesinden vazgeçmiyor, yaptığı her işinde bu ülkenin renklerine yer veriyor ve gönlümüzde çok özel bir yerde duruyor.
Yine öyle oldu. Ferzan Özpetek'in son filmi Şahane Misafir'i, sevgili Serap Engin'in davetiyle pazar günü küçük bir grupla birlikte Fida Film'de izledim. Cem Yılmaz'ın şaşırtıcı mükemmellikteki İtalyancasıyla harika bir performans sergilediği sürme gözlü 'Yusuf Antep' karakteri ve birbirinden etkileyici sahnelere serpiştirilen Sezen Aksu şarkıları ile Roma'da geçen müthiş bir öykünün içine dalıverdik hep birlikte. Kimi zaman hayalden hayale yolculuk yaptık, kimi zaman da gerçeğin o insanı bir anlığına donduran ruh haline bürünüverdik. Filmi izlemeden önce ayak üstü sohbet ederken, Ferzan Özpetek'e İtalya'da gösterime gireli henüz iki hafta olan filmin hasılat grafiğini, para kazanıp kazanmadığını sorduk. Bana gişede 2.8 milyon euroyu bulduğunu söyledi. Özpetek, bu filmin gişede 5 milyon euroluk bir hasılat bırakmasını bekliyormuş. Ama hemen ekledi. "Benim için bu da önemli değil. Bu filmde ben zaten kazandım, çünkü televizyon haklarını çoktan sattık."
İtalyan ekonomisinin en kötü günlerini yaşadığı, siyasi krizden bir türlü kendini kurtaramadığı şu günlerde aslında İtalyan sineması da zor günler geçiriyor. Bunu bizzat Ferzan Özpetek de doğruluyor. Ancak bu zor şartlar ünlü yönetmene teğet geçiyor.
İtalya'da o ne yapsa gişede rekor kırıyor. Televizyon haklarını satmak için uğraşmak gibi bir derdi olmuyor. Özpetek, ne yazık ki özellikle henüz ilk filmini ya da ikinci filmini yapan yönetmenler için İtalya'da şartların hiç parlak omadığını söylüyor. İtalya'da yaşanan hayatları gözlemlemekteki başarısı ve dinlediği hikayeleri filme taşımak konusundaki ustalığıyla bilinen Ferzan Özpetek, bu yüzden ülkenin en iyi melodramlarını yapıyor ve el üstünde tutuluyor.
Şahane Misafir'de Rebul eczanesini anımsatan bir öykü de var. Yani Cem Yılmaz'ın oynadığı Yusuf Antep karakterini gördüğünüz sahnelerde gülümsemenin yerini derin bir hüzün kaplayacak. Şimdiden hazırlıklı olun derim.