Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Sabancı'nın Boston'da buluşturduğu gençler!

Geçen hafta en çok Eczacıbaşı Topluluğu'nun İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Kurucusu Nejat Eczacıbaşı anısına düzenlediği New York Filarmoni Orkestrası'nın konserini kaçırdığıma üzüldüm.
İKSV'nin hayatımıza sayısız kez dokunuşları, bu ülkeden aldığını bu ülkeye vermeyi bir borç bilen Nejat Eczacıbaşı'nın girişimi sayesinde başladı ki bu özellikler takdire şayan.
Hiç değilse gidememe sebebim de çok güzeldi. Kendimi öyle teselli ettim. Bu ülkenin yetiştirdiği ve başarısını ABD'ye taşıyan gençlerle tanışma fırsatı yakaladım çünkü. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı sayesinde.
Sabancı Üniversitesi'nin Brooking Enstitüsü ile 9 yıldır Washington'da düzenlediği ve bu yıl Dünya Bankası Baş Ekonomisti Basu'nun konuşmacı olduğu toplantının ardından Boston'a geçtik ve Güler Sabancı ile Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker'in Sabancı mezunlarını bir araya getirdiği toplantıya katıldım. 6 yıl olmuş ve gördüğüm kadarıyla artık Sabancı mezunu olmayan gençlerin dahi ilgisini çeker hale gelmiş bu buluşmalar.
Doğrusu size şu kadarını söyleyeyim. İçimin en çok açıldığı, kendimi çok iyi hissettiğim buluşmalardan biriydi bu. Çünkü hangi yöne dönsem, kiminle konuşsam, müthiş parlak bir beyin, yepyeni projelerden söz ediyordu. Hepsi Türkiye'de yetişmiş, eğitime ABD'de devam etmiş ve şimdilik yurtdışında çalışan ya da doktora yapan gencecik isimler.
Güler Sabancı, işte bu parlak gençlerin arasında keyifle dolaşırken Lütfi İlke isimli gence yaklaştı ve 'Sen ne iş yapıyorsun' diye sordu. Sonrasında gelişen diyalog hem bizleri güldürdü hem de sevindirdi:
İlke: Her şeyinizi bilen bir arama motoru yapıyorum Güler Hanım.
Güler Sabancı: Bir bu eksikti! Eksik kalsın (gülümseyerek)
2008'de Brown'dan mezun olan Lütfi İlke Microsoft'ta çalışıyor ve üzerinde çalıştığı arama moturu yeni nesil. Bu arama motoru hayata geçince asistanlara iş kalmayacak diye korkuyorum.
Canan Dağdeviren Illinois Üniversitesi'nde malzeme bilimleri mühendisliği doktorası yapmış. Sonrasında Harvard'ta kalp hastaları ile ilgili araştırmalarda bulunmuş. 'Kalpsiz kalp pili yaptım' diyor. Kalp hastalarının pilleri normalde 6 ayda bir değiştiriliyor. Bir kişiye maliyeti 5 bin dolar. Her yıl dünyada 100 bin pilin değiştiğini anlatıyor Dağdeviren ve şu anda Arizano'da dana ve koyun üzerinde denemeleri yapılan kalpsiz kalp pilinin ileride bu maliyeti indireceğini söylüyor. Elinde tuttuğu küçük kutuda ne olduğunu sorduğumda ise, 'Esnek deri kanseri dedektörü. Şimdi tescil aşamasına geldi' diyor heyecanla.
Konuştuğum gençlerin tamamını anlatmaya bu sütunlar yetmez. Hepsi günün birinde Türkiye'ye gelecek. Bunu görebiliyorum. Sanırım Türkiye'nin şansı da işte bu yetişmiş, pırıl pırıl insan gücü. Sayıları da bir hayli fazla. İşte bu gençler yüzünden 2020 Türkiye'si için daha fazla ümitlenmemiz için çok sebep görüyorum.


YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA