Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Kürt sorununun çözümü

Neşe Düzel'in bu hafta Berkeley Üniversitesi'nden Doç. Dr. Cihan Tugal'la yaptığı röportaj da diğer haftalar gibi ufuk açıcı bir görüşmeyi içeriyordu (Taraf/23.5.2011). Tanıdığımda, Tugal, Michigan Üniversitesi'nde, Prof. Müge Göçek'le birlikte doktorasını hazırlıyordu. Tezini daha sonra Pasif Devrim: İslami Muhalefetin Düzenle Bütünleşmesi (Koç Üniversitesi Yayınları) adıyla önemli bir kitaba dönüştürdü. Bu hafta Düzel'e, AK Parti'yle ilgili düşündürücü yorumlar yapmış. Tugal'ın yıllar yılı sahada çalışarak biriktirdiği gözlemlere de dayalı bu tahlil iktidar partisi hakkında son derecede önemli değerlendirmeler içeriyor.
Tugal'ın analizlerini üç temel noktada özetlemek mümkün. Buna göre AK Parti 1) profesyonel ve liberal bir partidir; pragmatizmi ideolojik boyutunun önündedir. 2) AK Parti, dinsellikle içli dışlı olmasına rağmen ondan daha fazla milliyetçi bir partidir. Bu özelliğiyle AK Parti Türk milliyetçileriyle Kürt milliyetçilerini bir araya getiren tek partidir. Kürt sorununun çözümü de ancak AK Parti eliyle olabilecektir. 3) AK Parti yarattığı toplumsal ütopya ve ekonomide sağladığı başarıyla oy aldığı kitleden daha büyük bir kitle tarafından desteklenmektedir.
Bu üç özellik Tugal'ın AK Parti hakkındaki 'olumlu' saptamaları. Tugal'ın AK Parti'nin geleceğine dönük en ciddi endişesi otoriterlikle ilgili. Bu seçimlerde parti beklediğinden daha fazla da oy alsa daha eksik de oy alsa otoriterleşebilecek. Tugal bunun dışına çıkmak için herhangi bir önermede de bulunmuyor.
Bu değerlendirmenin önemi AK Parti'ye basbayağı 'dışarıdan' bakan bir sosyoloğun nesnel gözlemlerini ve analitik çözümlemelerini içermesi. Türkiye'de benzeri görüşleri öne süren herkes ilkel bir mantıkla 'AK Parti'li' diye görüldü. Oysa ortada sosyolojik bir gerçek var ve sosyolojiye dayanmayan bir siyaset söz konusu değildir. Olamaz da. AK Parti belirli ve somut bir sosyolojiyle bütünleştiği için başarısını elde etti. Bundan sonrasını da gene o sosyolojinin dinamikleri tayin edecek.
İkincisi, Kürt sorunu. Bir kaç gündür basını en fazla işgal eden konu Kürt sorunu. MHP'nin kaset depremi de içlerinde olmak üzere hiçbir konu bu seçimde Kürt sorunu kadar öne çıkmadı ve belirleyici olmadı. Tugal, 2003 sonrasında bu konunun neredeyse tam bir çözümsüzlüğe eriştiğini vurguluyor. Buna rağmen AKP'den başka kimsenin bu çözümü zorlayamayacağını belirtiyor. Bunun sırrı da bu partinin meşruiyetini liberalliğinden almasında ve tabanına güvenmesinde.
Bu olgu sorunu çözmeye elbette yetmeyecektir. Sadece AK Parti'nin çözüme ne tür bir iradeden geleceğini saptıyor. Bununla birlikte eğer AK Parti, Tugal'ın saptadığı gibi git gide daha fazla milliyetçi bir parti olmuş ve MHP'nin devlet milliyetçiliğine (ben buna kent milliyetçiliği ve ulusalcılık diyorum) kaymasıyla ortaya çıkan taşra milliyetçiliği boşluğunu doldurmuşsa, gücünün önemli bir bölümünü oradan alıyorsa bu sorun nasıl çözülecek?
İşte burada sanırım sosyoloji bitip siyaset başlıyor. AK Parti, Kürt meselesini eğer çözecekse bunu siyaseten yapacaktır. Bu şu demektir. Eğer Kürt sorunu çözülemezse Türkiye siyaseten yönetilebilir bir ülke olmaktan çıkar. Başka şekilde söyleyeyim: Şu anda Türkiye'deki Kürt sorunu toplumsal bir oluşum boyutlarını aşıp siyasal bir belirleyiciliğe sahiptir. Kürt sorununun anayasal olarak çözülmesini istemek ve önermek budur. AK Parti'nin siyasal bir parti olarak önceliği yönetimi sağlamasıdır. Çünkü ancak o yönetilebilir noktada Türkiye'yi tuttuğu takdirde temsilcisi olduğu sınıflarla ittifakını sürdürebilir.
Bunun başında da Türk modernleşmesinin hem belkemiği hem Aşil topuğu olan taşranın dönüştürülmesi geliyor. Taşra burjuvazisi AK Parti aracılığıyla metropoliten burjuvaziye dönüşüyor. Taşra göçerleri gene bu iktidar aracılığıyla sistemde tutunabiliyor. Bu denklem ancak siyasal sorunların çözümüyle sağlanabilir.
Bu saptama bana Kürt sorununun çözümünde AK Parti'nin bundan böyle kiminle ittifak kuracağını da belirtme olanağı veriyor. Yeni ittifak bugüne kadar olandan çok daha net bir biçimde Kürt burjuvazisiyle olacaktır. AK Parti'nin GD adaylarına bu gözle bakmak gerek. Bu sadece çözümün nereden kaynaklanabileceğini göstermekle kalmayan aynı zamanda muhtemel çözümü kimlerin engelleyebileceğini de gösteren bir sonuçtur ki, onların başında da kentsel büyük burjuvazi gelmektedir, gelecektir.
Umarım yanılıyorumdur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA