Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Kız çocukları, din, okul

İbrahim Betil, verdiği mülakatta Türkiye'de eğitim konusunu neden kız öğrenciler üstünden ele aldığımızı açıklıyor (Taraf, 5 Mart 2012). Çünkü diyor kızların okullaşması çok düşük. Betil'in eleştirisi doğrudur. Yıllardır bu işin içinde. Büyük bir birikimi var.
Öte yandan Betil bu iktidar döneminde yapılan atılımları kabul ediyor. Gerçekten öyle: son on yılda kızların okullulaşmasında büyük gelişme sağlandı. Fakat eleştirisini ve itirazını da belirtiyor. Kızların okula kaydedilmesiyle okula devam etmesi arasındaki farka dikkat çekiyor.
Özellikle ergenlik yaşındaki kız çocuklarının okula gönderilmediğini, okuldan alındığını vurguluyor.

***

Nedeni nedir bu durumun?
Çok iyi bilmiyorsak da tahmin edebiliyoruz. Muhafazakâr aileler kızlarının (hatta oğullarının) dinsel bir eğitimden geçmesini istiyor. Bu bir gerçek. Devlet çok uzun yıllar bu olguyu görmezden geldi. Onu kırmaya, aşmaya çalıştı.
Sorun da o noktada doğdu...
Başarılı olabilseydi, çok kuvvetli bir sonuç elde edebilseydi, güçlü bir eğitim sağlayabilseydi, sağlam bir planlamayla gitseydi, toplumun egemen sınıfın yerine geçmek için tek yol olarak gördüğü eğitimin ona bu isteğini elde etmek için imkân hazırladığını kanıtlayabilseydi belki inancına rağmen insanlar çocuklarını okula gönderebilecekti. Bunların hiçbirini yapmadı devlet. Son derecede sıradan, başarısız, hatta çok sorunlu bir eğitim sistemini üstelik zora dayalı bir sekülarizasyon anlayışıyla hâkim hale getirmeye çalıştı.
***

Öte yandan, eğer din eğitiminde bir merhale kaydedilseydi kız çocuklarının okula gitmesi çok daha yaygınlaşacaktı. Bu maksatla da Betil radikal bir öneri getiriyor ve bu haliyle bile okula gitmenin gitmemekten daha iyi olduğunu gördüğü için devlet başörtüsünü ilkokula indirsin, kızlar da okula gitsin, hiçbir şey bundan daha önemli değildir diyor.
***

Tek çözüm yolu bu değil kuşkusuz.
Olamaz da.
Bana kalırsa asıl sorun din eğitimidir. Orada da daha önce bu konuda yazdığım çok sayıdaki yazının temel düşüncesine yakın bir görüş sunuyor Betil ve okulun din eğitimi vermemesi gerektiğini belirterek, çocuklar okuldan sonra din kurslarına gitsin diyor. Ben onu daha da öteliyor ve din eğitimini devlet cemaatlere bıraksın diyorum. Eğer demokratik ve gerçek manasında laik bir devlet istiyorsak başka bir yol olmadığını da buraya yazayım. İHL'nin mevcudiyetinin nedeni de budur Türkiye'de: muhafazakâr ailelerin çocuklarına dünyevi eğitimi dinsel bir çerçeve içinde vermek, çocuğunun kendisine benzer çocuklarla aynı kültürel ve sosyal iklimde yetişmesini istemesi... Yoksa muhafazakârların çocuklarına eğitim vermemek gibi bir kaygısı olmadığı gibi onların bu konudaki hırsının diğer kesimlerden çok daha yüksek olduğunu bilmeyen cahildir.
***

O zaman sonuç kendiliğinden doğuyor. Birincisi, kesintili eğitim doğru, 4+4+4 yanlış bir yöntemdir. Zorunlu eğitim 15 yaşa kadar uzatılmalıdır. İki, devlet din eğitimi sorununu çözmelidir. Üç, meslek seçiminin çok erken bir yaşa indirgenmesi, evde öğretim gibi marjinal modellerin sistemin yerine geçirilmesi iddiasından uzaklaşılmalıdır, eğitim sisteminin müfredatı ve diğer yapısal özellikleri yeniden düzenlenmelidir.
2023'ün Türkiye'si değil mi konuştuğumuz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA