Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Arınç, Maradona ve Erdoğan

Bülent Arınç'ın cuma günü TRT'ye yaptığı açıklamalara dair o gece Beyaz TV'de bazı yorumlar yaptım. O konuşmamı öbür gün birçok yayın organı çarpıtarak verdi. Benim Bülent Arınç'ın sözleri Başbakan Erdoğan'a yönelik bir darbe projesidir dediğim gibi bir yalanı yaymaya çalıştılar. Yukarıdaki cümleyi söylemem için gerzek olmam lazım.


***

Evet Arınç'ın bu konuda TRT'ye konuşmasını doğru bulmadım. Her ne gerekçe ileri sürülürse sürülsün yine de doğru bulmam. Öte yandan Erdoğan'ın Eylül 2014'te Çankaya'ya çıkması sonrasında Başbakanlık makamını hak eden ilk kişi bence Bülent Arınç'tır. Bu cümlem de tıpkı "Erdoğansız AK Parti planı AK Parti'yi bitirme planıdır" ya da "Erdoğansız Türkiye planı Eski Türkiye'ye dönüş planıdır" tespitim gibi objektif bir tespittir. Bülent Arınç'ın da Erdoğan'a dair bu tespitlerime aynen katıldığını adım gibi biliyorum.

***

Tekrar ederek söylüyorum. Bir zamanların Napoli takımı için Diego Armando Maradona neyse bugün AK Parti için de Recep Tayyip Erdoğan odur. Maradona'nın olmadığı bir Napoli, bırakın İtalyan şampiyonu olmayı kümede bile zor kalırdı. Nitekim Maradona geldiğinde Napoli küme düşmekten zor kurtulmuş bir takımdı. Ama o Maradona bu takımı aldı iki defa İtalyan şampiyonu, bir kere de Avrupa şampiyonu yaptı. Şüphesiz diğer oyuncuların da bu başarılarda katkısı vardı. Ama Maradona olmasaydı bu başarıları hayal bile edemezlerdi. Simon Reed'in Maradona belgeselinde Napolili diğer oyuncular da konuşuyor ve hep bir ağızdan aynı şeyi söylüyorlar: "90 dakika boyunca yaptığımız temel bir iş vardı. Topu alır almaz Maradona'ya atmak. Başarı böyle geliyordu."

***

AK Parti'nin 2002 zaferinden sadece 3 yıl önceki seçimlerde Fazilet Partisi'nin oyu sadece yüzde 15 idi. Üstelik FP'nin içinden AKP'nin yanında bir de Saadet Partisi çıkmıştı. SP de 2002'de yüzde 3 oy almıştı. Yani Recep Tayyip Erdoğan'ın başına geçtiği bu yeni partinin geçmişten getirdiği oy, baraj sınırının biraz üstündeydi. Maradona'nın küme düşme potasındaki takımı şampiyon yaptığı gibi Erdoğan da yüzde 12'lik potansiyeli önce yüzde 34'e, sonra yüzde 42'ye sonra yüzde 47'ye ve en son yüzde 50'ye taşıyarak defalarca partisini şampiyon yaptı.

***

Bugün kimi süperzekâ yorumlar okuyorum ve gülüyorum. Post- Kemalist dönemde bizim yazar çizer takımının teşhis yetenekleri iyice yerlerde sürünmeye başladı. Yeni dönemi okuyamıyorlar. Erdoğan karşıtı olun ama aptal olmayın abilerim. Şu sözlere bakın:
Bugün Erdoğan olmasa da AK Parti yine birinci olurmuş. AK Parti'nin Erdoğan kamburundan kurtulması gerekirmiş. Türkiye'nin ve AK Parti'nin en önemli sorunu Erdoğan'mış. Erdoğan olmasa AK Parti daha çok oy alırmış.
Bu gerzekçe tespitler üzerine ne söylenebilir. Bu lafları bugüne kadar adam sandığımız bir sürü yazar ve akademisyen söylüyor. Acınası bir zihinsel durum.

***

Haa AK Parti mensupları ve hükümet yandaşı yazarlar günümüz siyasetini okuyabiliyor mu derseniz... Açık söyleyeyim onların da çoğunluğu Maradona'ya güvenip ense yaparak maçı seyretmekten başka hiçbir şey yapmıyor. Hiçbir risk almadan hiçbir pozisyonda tekmelere kafayı uzatmadan oturdukları yerde AKP'cilik oynuyorlar. "Nasıl olsa bu maçı da bizim Maradona yine alır yine herkesi çalımlar ve golleri atar" diyorlar. O yüzden de çoğunun adını bile kimse doğru düzgün bilmiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA