Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

İmtiyazlı ortaklık!

Güneydoğu sorunu, terör sorunu, Kürt sorunu derken geldik çözüm için "demokrasi durağına." 25 yılda şekil ve içerik değiştiren bu sorun, kısa ömürlü hükümetler döneminde kısmi çözüm paketleri ile ötelenip durdu. Ceberut devlet, yetersiz kamu hizmeti, yüksek oranlı işsizlik, kader olarak algılanan fakirlik ve en önemlisi baskı, terörün yaşamasına elverişli ortam yarattı. Terör ve baskı birbirini besledi. Petrol zenginliği etrafında örülen uluslararası çıkarlar da iç soruna, dış kimlik ve destek sağladı.
1984'te bölücü temelde başlatılan kirli savaşın günümüzdeki aktörleri, artık Türkiye Cumhuriyeti'ne entegre "imtiyazlı ortalık" modelini savunmaya başladı. Kuşkusuz küresel şartlar, reel politik gerçekler birilerinin "şiddet" dediği kanlı başkaldırıyı sürdürülemez noktaya taşıdı.
Ancak acı ve gözyaşı ile beslenen terörle mücadele de tarihi kavşağa geldi. Tercih edilecek yol, demokratik devletin haritasında görülüyor. Bu yoldaki adımlar, ilk anda endişeyle karşılansa da uzun vadede Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü pekiştiren sonuçlar vaat ediyor.

***

Sorunun çözümünü destekleyen üç önemli bileşen bugün bir araya geliyor.
1- ABD'nin, Irak'taki askeri güçlerini çekmesi sonrası, kadim dostu Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin geleceği. PKK terörü yüzünden Türkiye'nin bölgeyi askeri operasyona açık tutmaması gereği.
2- AK Parti'nin, Mart 2009 seçimlerinde Güneydoğu'da zemin kaybetmesinde "demokratik açılımlardaki" hız ve iştah kesilmesinin somut sonuçlarını görmesi.
3- Devletin zirvesinde, eylem ve söylem uyumunun sağlanması. Toplumda da yaygın olarak çözüm havasının solunması.
***

Çözüm yolunun kronolojik kilometre taşları ise şöyle gelişti:
1- 12 Ağustos 2005'te Diyarbakır'da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "... Kürt sorunu benim sorunumdur. Cumhuriyet ilkesi, Anayasal düzen dahilinde her sorunu, daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku, daha çok refahla çözeceğiz" mesajı.
2- Dışişleri Bakanlığı döneminde cezaevinden çıkan eski DEP'lileri kabul ederek tabuları yıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Ağustos 2007'de Çankaya'ya çıktığı andan itibaren güçlü çözüm iradesi sergilemesi.
3- 5 Eylül 2008'de Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un Diyarbakır konuşması.
16 Eylül'deki basın brifingindeki vurguları. "Devlet, dağ kadrosunun örgütten ayrılması için mevcut yasal düzenlemelerde bazı değişiklikler yapmalıdır" ifadesi.
***

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, "Özgün Türkiye Modeli" ile çözüm umudunu, son dönemin verileri ışığında değerlendirdiğimizde ise görünen şudur:
1- Siyasi ayakta ülkesel ana muhalefet olarak CHP, bölgesel ana muhalefet olarak DTP, milli ana muhalefet olarak MHP ile kurulacak temaslar önemlidir. Ama "üç benzemez"le kazanç imkânsızdır.
2- Sivil ayakta, bölge milletvekilleri, medya, iş dünyası örgütleri ve kanaat önderlerinin katkısı gereklidir. Özellikle medyanın bilgilendirilme biçimi, "hassas kararların erken doğumunu önleyecektir."
3-
Dış ayakta, AB ve Irak'ın kuzeyi önceliklidir. PKK'nın, narkotik finans kaynaklı terör örgütü olduğu etkili yöntemlerle anlatılabilirse AB'deki hamiler köşeye sıkışacaktır. ABD'nin yakın markajıyla Irak Bölgesel Kürt Yönetimi PKK'lılara göz yummaktan vazgeçirilirse, Türk kamuoyu tatmin edilebilecektir.
4- Meclis ayağında DTP'nin, kabul edilemez istekler yerine anayasal temelde meşru beklentileri dile getirmesi, erken havaya girip PKK'yı siyasallaştırma manevrasına girmemesi, Öcalan'ı Ankara'ya taşıma rolüne soyunmaması belirleyici olacaktır.
5- Ve devletin zirvesi... En zorlu süreç sivilasker hattında ortaya çıkacaktır. İş gelip, "Genel af", "şehit yakınlarının ikna edilmesi", "üniter ve ulus devlet çerçevesinin korunması" eksenine sıkışacaktır. Bu üç konu çözüm planının son aşamasıdır. Ancak ilk günden belli çevrelere "yeşil ışık yakılması" da ihtimal dahilindedir. O zaman, tarihi fırsatın tarihi hayal kırıklığına dönüşme riski vardır.
Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına "şartsız evet" cevabı veriliyorsa ümit yeşerecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA