Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Seçim nasıl kazanılır?

Yine bir Brüksel seyahatindeyiz. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın katıldığı eğitim-sivil toplum içerikli projeye tanıklık etmenin belki de en güzel yanı Ankara'dan Brüksel'e direkt uçabilmenin rahatlığında gizli. AB entegrasyon süreci -bilinen nedenlerle- tavsamış görünse de eğitimli, meslek ve şirket sahibi kitlelerin canlılığı, doldurduğu uçaklar, bir şekilde sürecin devamını sağlıyor. Zaten Bakan Bağış'ın, Avrupa Parlamentosu'ndaki konuşması öncesinde Türk firmalarına moral için gittiği Deniz Ürünleri Fuarı'nda verdiği mesaj da aynı minvalde idi:
"Islanmadan balık tutulmuyor. Biz de balık tutmak için ıslanmayı göze aldık. AB'li dostlarımıza hatırlatmak isterim. Kaçan balık büyük olur. Türkiye'yi oyalayanlar havanda su dövdüğünün farkında değil!" Seçim kampanyalarının kızıştığı ortamda bir günlük Brüksel seyahatimiz sadece kısa soluklanmadan ibaretti. Yoksa aklımız hâlâ meydanlarda. Ve bu yüzden elimizdeki kitap "Seçim Kazanma Sanatı" (Prof. Osman Özsoy) üzerine. Bilimsel veriler, kişisel gözlemlerle birleştirilince siyasi partilerin saha performansı daha iyi analiz edilebiliyor.

***

Türkiye'de seçim kazanmanın dört altın kuralı şöyle sıralanıyor:
1- Değişim arzusunu tetiklemek. 2- Umut aşılamak. 3- Alternatif oluşturmak. 4- Pozitif propagandaya ağırlık vermek.
Bir başka çarpıcı tespit de şu:
"Ciddi alternatif oluşmadığı sürece iktidar partileri pek oy kaybına uğramıyor."
Bu açıdan bakıldığında AK Parti ve CHP'nin seçim kampanyalarının ağırlık merkezlerinde ilginç unsurlar dikkati çekiyor. Örneğin CHP, alternatif olmak için çabalıyor. Ama nasıl oluyor da 8.5 yıllık iktidarın getirdiği yıpranmaya karşın AK Parti önde gidebiliyor? Sanırım, CHP umut aşılama ve değişimi sağlama konusunda henüz yolun başında. Peki, seçmendeki değişim arzusunun iktidarı değiştirme eğilimine dönüşmemesini nasıl izah edeceğiz? Aslında öyle karmaşık açıklamalara gerek yok. AK Parti, kendini yenileyebiliyor. "Türkiye Hazır. Hedef 2023" vizyonu ile seçmenin karşına çıkması da bunun bir göstergesi. Nitekim CHP de 'Cumhuriyet'in 100. Yılına Doğru' sloganı ile "Aynı kulvarda ben de alternatifim" diyor. MHP ise "Filanca tarihte 2023'ten ilk biz söz etmiştik" polemiğinin ötesine geçemiyor.
***

Partileri yaşatan varlık nedeni de gayet açık. "Toplumsal karşılıklarının olması." Toplumdaki karşılığı ise seçmenin duruşu belirliyor. Örneğin, "Demokratlık, milliyetçilik ve laiklik" Türk seçmeninin öne çıkardığı özelliklerin başında geliyor. Ancak, seçmen bu değerleri, ortak payda gibi gördüğü için simgeler üzerinden yapılan siyasete prim vermiyor. O zaman iş, aş ve çılgın projeler konuşuyor. Bu kriterler ışığında bakıldığında, AK Parti'nin "Yeni Anayasa'ya" ağırlık vermesi, CHP'nin "Rejim elden gidiyor" kampanyasından uzak durup, sosyal politika denemesine girişmesi rasyonel görünüyor.
Seçmenlerin hatırı sayılır bir kısmı (yaklaşık yüzde 40'ı) eskisi gibi sağ-sol ayrımına göre oy kullanmıyor. Bu tablo AK Parti gibi merkez siyaset yapan partilerin hareket alanını genişletirken CHP gibi yenilenme gayreti içindeki partilerde kemik tabanı kaybetme korkusu yüzünden açılımı frenliyor.
***

Seçim döneminde odaklanılması gereken diğer faktörler de önemli.
1- Hükümetin politikalarından memnun olma derecesi sandığa gitmeyi teşvik ediyor. 2- Belirli sosyal kesimlerin baskı altında olduğunu hissetmesi de seçime katılım oranını yükseltiyor.
Bu durumda AK Parti'nin geçmiş dönem icraatlarına değinip istikrarı hatırlatması ne kadar doğru ise CHP'nin, sosyal risk gruplarına yönelip, yaşam tarzının tehdit altında olduğunu düşünen grupları yedekte tutması da o kadar manidar. Son kertede, seçmenle ilişkilerde "Yeni mesajın algılanma katsayısına" da bakmak gerekiyor. Oy veren kitle, "Yüzde 75 oranında görme, yüzde 13 oranında duyma, yüzde 6 oranında dokunma" yöntemi ile etkileniyor. Bu yüzden şehir meydanlarındaki klasik mitingler hâlâ neticeye etki ediyor. Sonuçta seçim kampanyasının kaderini iki şey belirliyor:
1- Nabzı tutma becerisi ile güven telkini. 2- Ülkeyi yönetebileceğine inandırma ve samimiyetle gönülleri fethetme başarısı!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA