Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Esad'ın mahcubiyeti

Türkiye'nin Suriye'de karşılaştığı tablo, satrançtaki "açmaz durumu" ile birebir örtüşüyor. "Ne Esad'la oluyor ne de Esad'sız!" Yani oyun kilitleniyor.
Esasen, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı hafife almamak gerekiyor. Bir süre önce İstanbul'da yaptığımız röportaj sırasında, dünyanın gidişatını iyi okuduğunu ancak değişime uyak uydurma sorunu yaşadığını fark etmiştik. Nitekim, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun son Şam ziyaretinde Esad'la gerçekleştirdiği 6.5 saatlik zirvenin ayrıntıları da mevcut zorlu durumu izah etmeye yetiyor.
Esad istese de beceremiyor!

***

Davutoğlu'nun, Şam çıkarmasının ardından sızan bilgiler, Beşar Esad'ın hem liderlik kapasitesi hem de verdiği sözleri tutması açısından nasıl sıkıntılı ruh haline büründüğünü gösteriyor. Örneğin Esad, "Tutabileceğim sözler vermek istiyorum" derken, daha önceki sözlerinin havada kaldığını itiraf ediyor. Tutarsızlıkları ve zamanlama hataları yüzünden Ankara'da kredibilitesinin azaldığını hissediyor. Yıllarca, uluslararası toplumdan dışlanmış Suriye, Türkiye'den de dışlanmayı göze alamıyor. Bu gerçeği Esad da dile getiriyor.
Şam'ı, medeni dünya ile buluşturma, adeta sınıf atlatma noktasında Ankara'nın üstlendiği hayati rolün önemini teyit ediyor. Bir manada, "Sayın Erdoğan'a karşı bir kez daha mahcup duruma düşmek istemem" diyor. Suriye Ordusu'nun yer yer kontrolden çıktığını, orantısız güç kullandığını inkâr etmiyor. Bunu, "eğitim eksikliğine" bağlıyor. Türkiye'nin terörle mücadele deneyiminden istifade edilebileceğini söylerken, Orduyu zapturapt altına almanın hiç de kolay olmadığını belirtiyor.
İma yollu, "Siz de Türkiye deneyiminden bunu biliyorsunuz" demeye getiriyor.
Ülkesindeki ajanlardan, kışkırtmalardan gerekçeler üretiyor. Demokratik dönüşümün zaman alacağını anlatıyor. Toplumsal olgunlaşmanın yetersizliğini ileri sürüyor.
***

Tabii meselenin bir de Ankara'dan görünümü var. Beşar Esad'ın babasından devraldığı kapalı devre rejimin henüz güç ve yetki devretmeye hazır olmadığı anlaşılıyor.
Baba Hafız Esad'ın 30 yıl önce Hama'da uyguladığı şiddetin bugünün dünyasında yerinin olmadığı apaçık görülüyor.
Katı rejimin eski dinamiklerinin dayattığı silahlı müdahale seçeneğine sarılan Esad da kanlı mirasın üzerine iktidar bina edilemeyeceğini kabul ediyor.
İsrail'in stratejik kanaldan sıkıştırdığı Şam yönetimi, Türkiye'nin, "Reform yap" çağrısına yanıt vermeyi başaramayınca, ister istemez Tahran'ın yörüngesine giriyor.
Ve o yörüngenin, barışçıl çözümden ziyade, İsrail'e karşı konuşlandığı, "Düşmanımın düşmanı dostumdur" mantığına yatırım yaptığı biliniyor. Hal böyle olunca, büyük umut bağlanan "Ortadoğu Ekonomik Bölgesi'nin" taşıyıcı ayakları çöküyor. Demokrasi, insan hakları, bireysel özgürlükler ekseni giderek kayıyor.
***

Türkiye ise demokratik geçişi başaracak alternatif liderliğin Suriye'de bulunmadığı gerçeğini an be an yaşıyor. Esad gitse bile Suriye'yi bir arada tutacak siyasi dengelerin kolay kurulamayacağından hatta ülkenin bölünebileceğinden kaygı duyuyor. İşte kâbus senaryosu da burada başlıyor. Yakın komşunun iç savaşa sürüklenmesi riski, kitlesel göç problemi, bölge ülkelerinden Irak ve Lübnan'a sıçrayacak ateşin yakıcılığı Ankara'yı kara kara düşündürüyor...
***

Gelin burada şeytanın avukatlığını yapalım.
Suriye'de işler şirazesinden çıkar, o veya bu vilayette birbirinden kopuk muhalif hareketler kendisine siyasi çıkış yolu ararsa ne olur? Bir başka ifade ile çoğu akrabamız olan 1 milyona yakın insanın yaşadığı Halep, farz-ı muhal, "Türkiye'ye iltihak kararı alırsa" nasıl tepki verilir? Daha 6 ay önce vizelerin, hatta sınırların kaldırıldığı Suriye ile dostça entegrasyondan, fiili entegrasyona geçebilir miyiz?
Dedim ya benimkisi sadece varsayım.
Ama Suriye dosyasına bakarken bir ülkenin kaderinin bir başka ülkenin kaderine dönüşmesi ihtimalini göz ardı etmemek gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA