Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Mazideki öyküden gelecekteki başarıya

Dün, Başbakan Tayyip Erdoğan, ekonomide "güven tazeledi."
Bugün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "güveni pekiştirecek" reçeteyi açıklayacak.
AK Parti'nin 4. Olağan Büyük Kongresi, ekonominin rakamlardan ibaret olmadığını, "insanla, yatırımla, hizmetle anlam kazandığını" gösteren mesajlarla doluydu.
Önce, cumhuriyetin 100'üncü yılına ilişkin hedefler hatırlatıldı. 10 yıl öncesinde, 10 dakika sonrasını öngöremeyen Türkiye'den, 10 sene ilerisini planlayan Türkiye'ye geçiş... Ve Başbakan'ın anlatımı ile...
"2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri haline gelmiş, enflasyonu ve faiz oranları kalıcı olarak tek haneli rakamlara gerilemiş, ihracatı 500 milyar dolara ulaşmış, ekonomik büyüklüğü 2 trilyon, kişi başına geliri 25 bin dolara yükselmiş, işsizlik oranı yüzde 5'e inmiş bir Türkiye!"

***

İyi de bu Türkiye'ye nasıl ulaşılacak?
Tabii ki maziyle övünmek, ati için moral verir. Ama yetmez!
Hemen belirteyim: Ben, "Fenerbahçeliyim!"
FB Marşı'nda, "Mazimde bir tarih yatar" der. Lakin esas olan, mazinin büyüklüğünden cesaret alırken tarihte kalmış başarıyla yetinmemektir.
Yoksa, günün kısır döngüsü içinde kaybolup gidersiniz.
İşte bu yüzden...
Başbakan'ın şu taahhütleri önemli:
1- Türkiye ekonomisi, güven ve istikrar zemininde büyüyecek.
2- Büyüyen ekonominin refahı geniş tabana yayılacak.
3- Ekonominin dengeleri büyük bir hassasiyetle korunacak.
4- Para ve maliye politikalarından taviz verilmeyecek.
5- Disiplin, istikrar ve güven bundan sonraki süreçte de belirleyici olacak.
***

Bu sözlerin amacına ulaşması ise belli ön şartlara bağlı:
1- Terör sorununun çözülmesi.
2- Gelir dağılımının iyileşmesi.
3- Ekonomiyle ilgili bakanlar arasındaki "fren-gaz" tartışmasının son bulması.
4- Merkez Bankası Kanunu'nda ince ayar yapılırken dozun kaçmaması.
5- Vergi, enerji, kamu yönetimi reformlarının acilen tamamlanması.
***

Unutmayalım, son 10 yılın ekonomik mucizesi "güven ve istikrar" sayesinde gerçekleşti. İkinci 10 yılın mucizesi ise "kazanımların korunmasına, enflasyondan taviz verilmemesine, büyüme odaklı politikalara, iç tasarrufların artırılmasına, giderek ihmal edilen cari harcamaların kontrol altına alınmasına, sağlıkta kaliteden ödün vermeden gelir-gider dengesinin kurulmasına, yapısal dönüşüm adımlarının hızlanmasına, devletin genişlemesine geçit verilmemesine, yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılmasına, istihdamın teşvikine, AR-GE'ye dayalı üretime ve en önemlisi Yeni Anayasa'ya bağlı!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA