Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Ekonomik güvenlik riski ve bir çözüm önerisi

17 Aralık'tan bu yana tanık olduğumuz olaylar, Türkiye'nin "Ekonomik Güvenlik" konusunu masaya yatırması gereğini açıkça ortaya koydu. Özellikle, milli güvenlik tercihlerinin ekonomi ile kesiştiği alanların hukuki açıdan yönetiminde ciddi sorunlar bulunduğu anlaşıldı!
Daha birkaç gün önce Maliyeci dostlarla beraberdim. 11 Eylül 2001'de dünya yeniden kurulurken Türkiye'nin içine girdiği ekonomik arayışlarla, 10 yıl sonraki Arap Baharı ortamında sergilediği duruşun küresel aktörlerdeki karşılığını anlattılar. Tabii eş anlı olarak ülke içindeki odaklarla bağını izah ettiler.
Üretilen suni krizler ve denenen yöntemler geçmiştekilere öyle benziyor ki! Hatırlayalım... ABD, 11 Eylül saldırısından sonra "küresel terörle mücadele" doktrini açıkladı. Müslümanlar, yeni düşman haline getirildi.
Amerikan piyasalarına demirlemiş Körfez sermayesinin huzuru kaçtı. BM'de, terörün finansmanına destek verenler listesi hazırlandı.
İsimler, Türkiye'ye de dikte ettirildi. O sırada petro- dolarların alternatif yer bakışında İstanbul umut veren bir seçenekken, devre dışı kaldı. Zira içeride, "ulusalcılar ile hizmet ekolünden mürekkep bir bürokratik ekip" dış kurgucuların yanında konuşlandı. Zayıf halka olarak "Yasin el Kadı" ismi seçildi. Zaten, BM Güvenlik Konseyi kararı da vardı. İçerde kara para soruşturması başlatıldı. Operasyonel kabiliyeti bilinen müfettişler zorlama raporlar yazdı. Rapor içerikleri, malum büyükelçiliklerle istişare edilerek şekillendirildi. Algı yönlendirmesi yapıldı. Belki makul bulgular da vardı. Lakin kişiler üzerinden tartışma açılarak, savcılık boyutu eklenerek, kaygılar tırmandırıldı.
Uluslararası sermayenin yönü değiştirildi. Ve bütün bunlar olup biterken Türkiye, IMF kontrolünde tutuldu.
Yani... 2004-2006 arasındaki senaryonun hedefinde "ekonomik güvenlik stratejisi, bağımsız politika uygulama niyeti ve yabancı sermaye kaynaklarını çeşitlendirme çabası" vardı.

***

17 ve 25 Aralık 2013'teki operasyonların perde arkasına bakıldığında da, 2004'teki hesabın kapatılmadığı gün yüzüne çıktı. 25 Aralık'ta mal varlıklarına usulsüz şekilde tedbir konulan veya ifadeye çağrılan işadamlarının hatırı sayılır bölümünün 10 yıl önceki soruşturmada kapsama alınanlar olduğu görüldü. Bu yetmediği gibi İran'la ticaret kanalı tıkanarak ekonomik güvenlik politikası nefessiz bırakıldı. Cari açık riski ile boğuşan, tasarruf açığını kapatmaya uğraşan Türkiye için, İran'la sürdürülen doğalgaz -altın ticareti tarihi fırsatlar sunuyordu.
Bu damarın kesilmesiyle ekonomik güvenliğe de darbe vuruldu.
Maalesef... Ülke çıkarları etrafında gelişen hassas bir ticari işte, etik boşluk da bırakıldı.
Tezgâh altı dosya uzmanları bu boşluğu ustaca doldurdu. Siyaset, zaman ayarlı ve parça tesirli operasyona uğradı.
Savunmaya fırsat bile tanınmadan başlangıçta amaçlanan infaz işlemi tamamlandı.
***

Peki, bu aşamadan sonra çözüm ne olabilir?
Kuşkusuz, paralel yapıların tasfiyesi, kritik kurumların kadro yönüyle takviyesi ve kanuni düzenlemeler gerekli. Fakat yeterli değil. Daha kalıcı formüller de geliştirilmeli.
Örneğin;
1- İngiltere'de 2006'da kurulan "Ciddi Yolsuzlukları Soruşturma Bürosu" benzeri bir kurum düşünülebilir. Yargı/ adli kolluk yetkileriyle donanmış, sorumluluk sınırları iyi tanımlanmış bu tür bir teşkilat, kritik sonuçları olabilecek dosyalara el atabilir.
Siyasi ve ekonomik istikrarı zedelemeden hukuki iş ve işlemler yapabilir. Bu sırada varsa hata yapanlar da ayıklanabilir.
2- "Milli güvenlik- ekonomik güvenlik" dengesini tehlikeye atabilecek nitelikteki soruşturmaların yürütülme esasları ile gerektiğinde sınırlanma veya durdurulma şartları hukuken belirlenebilir.
Özetle...
Devlet içinde devlet olamaz!
Masumiyet karinesi ve suçun şahsiliği ilkesi gözetilmeden hüküm verilemez.
Milli iradeye ortak koşulamaz!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA