Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Kaplandan hızlı koşmak!

Biz Hong Kong'u çeyrek asırdır tanırdık. Dışa açık büyümeye geçiş sonrasında girişimcimiz, "ucuz ve farklı ürün peşinde" buralara gelir, özellikle teknolojik ürünlerini bu kentin merdivenaltında bulurdu. Merdivenaltı dediğime bakmayın, daracık alanda gökdelenlerle var olmuş bu kentin, altında imalathane koyacak merdiven boşluğu dahi yok.
Ancak Hong Kong bizi, "Kevin Costner" ile tanımış.
Hong Kong Ticareti Geliştirme Konseyi (HKTDC) ile birlikte düzenlenen "Müteahhitlik Hizmetlerinde İşbirliği İmkanları Yuvarlak Masa Toplantısı"ndayız.
Konsey direktörlerinden Raymond Yip; inşaat sektöründe Türk müteahhitlerinin uluslararası başarısından söz ediyor. Müteahhitlik Konseyi Direktörü Chirishopher To, Türkiye'nin bu başarısını bilmekle beraber ülkemizi Kevin Costner'in oynadığı THY reklamıyla çok daha tanıdıklarını söylüyor.
Hong Kong, uzun yıllar İngiliz kiracının elinde, ticaret yollarının kavşağı durumuna gelmiş, Çin'e devredildikten sonra aynı gelişmeyi sürdürerek bugünkü "organizatör ülke" konumuna erişmiş.
Zafer Çağlayan, işte tam bu noktada dünyanın değişen eksenine vurgu yaparak, "birbirini tamamlayan oyuncular olarak, basketboldaki gibi bir takım oluşturalım" çağrısında bulunuyor. Hong Kong firmalarını cezbedecek projeleri sıralıyor ve "3. Köprü'den 10 yılda 120 milyar dolarlık enerji yatırımlarına, turizm ve alış veriş merkezleri alanındaki atılımlara" dikkat çekiyor.
Asya Kaplanları denince akla gelen ülkelerden biri de burasıdır. Yıllarca bizim girişimci KOBİ'leri, "Anadolu Kaplanı" diye takdim etmişimdir. Dün Zafer Çağlayan, Hong Konglu işadamlarına, dünyanın kayan eksenine vurgu yapan bir kaplan fıkrası anlattı: "Bir uçak kazası olur. 2 yolcu dışında bütün yolcular hayatını kaybetmiştir. Hayatta kalan 2 kişinin biri Amerikalı, diğeri Çinlidir. Bu 2 kişi, çok vahim ve kötü bir durumdadırlar. Ama kazanın şokunu üzerinden atmaya başlarlar. O sırada tam karşıdan vahşi bir kaplan, hızlı bir şekilde üzerlerine doğru gelmektedir. Kaplanı gören Çinli, süratle ayakkabısını bağlamaya başlar. Bunu gören Amerikalı Çinli'ye dönerek, (Sen ne yapıyorsun? Bir kaplandan daha mı hızlı koşacaksın?) diye sorar. Çinli'nin Amerikalı'ya cevabı ilginçtir. (Ben, bir kaplandan daha hızlı koşamayacağımı biliyorum. Ama senden daha hızlı koşmalıyım.) Bu çerçevede yem olmamak için çok ciddi koşmak zorundayız. Evet, vahşi kaplan yeniden koşmaya başladı. Bu yüzden ayakkabılarınızı çabuk bağlamanızı tavsiye ederim. Sizi de birlikte koşmaya davet ediyorum. Gerek Türk firmalarının burada daha fazla iş yapması için, gerek sizlerin Türkiye'de önemli yatırımlar gerçekleştirmeniz için, gerekse 3'üncü ülkelerde birlikte iş yapmak için sizleri davet ediyorum. Hong Kong ve Türkiye bugüne kadar birbirlerini ihmal etmiş. Bunu değiştirelim.''
2023'te şayet dünyanın ilk 10'u arasında girecek ise Türkiye'nin bu kaplan sıçramasına ihtiyacı var zaten. Çağlayan ihtiyaç kadar, güce de dikkat çekiyor ve "Başbakanı günde 18 saat çalışan" ülkede, cumartesi, pazar dahil çalıştıklarını söylüyor. Bu enerjinin ardında millet desteği olduğunu söylüyor; "8 yıldır her geçen gün oyunu artıran bir partiyiz. 2011 yılında genel seçimler var. Ama görülüyor ki AK Parti açık ara önde. Türk halkı, siyasi istikrarı destekliyor."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA