Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Süreç psikolojisi

Kriz, her neyi tanımlıyor olursa olsun; dilucu yapılacak bir kelime değildir. Hele ki bu kelime, tepe yöneticisinin dilinde, eskilerin deyimiyle; "şüyûu vukûundan beter" hale gelebilir.
İkinci dip korkusunun cenderesindeki küresel ekonomi ve AB'nin sıkıntıları ortada... Komşusu yangında iken hiç kimse rahat uyuyamaz. Müşterisi "zordaki" her ülke, ihracatının geleceğinden kaygı duyabilir.
Ekonomideki ısınma sinyallerini doğru zamanda okumak, bu yüzden daha da hayati hale gelir. Eğer ekonomi ısınma sinyali veriyorsa, onu soğutucu tedbirler alırsın. Nitekim bankaların kredi mekanizmaları dahil, bir dizi tedbirin devreye alınması, beklenen ve olması gerekenleri anlatır.
Ekonomiyi soğutma süreci, hassas bir iştir. Ancak bu "sürecin psikolojisini" yönetmek, bambaşka bir iştir.
Hele ki "kriz sözcüğü" bir kez ağızdan çıkınca, hangi beyinlerde nasıl bir kaygı tsunamisi yaratacağı, genelde kestirilemezdir.
Bülent Gedikli'nin "kriz sinyali" algısı yaratan sözleri, ekonomiyi soğutma sürecinde, toplumsal psikolojik yansıması, "ince ayar" gerektirir. Kriz kelimesini bizler sarf etsek, bu bir bakış açısıdır. Ancak bunu en tepedekinin yardımcıları sarf ederse, "şayet yoksa dahi" krize doğru giden dengesizlikler doğurabilir. Zira beklenti yönetimi kuralları devreye girmiştir.
Geçmişte, zarf açılışına dahi katılmayı hüner sayan ve her fırsatta konuşan bir Merkez Bankası başkanımız vardı. Maliyeti, para otoritesinde "otorite kaybı" olmuştu. Tecrübelerimiz, bir ülkede merkez bankası, genelkurmay başkanı şayet çok konuşuyorsa, iyi şeyler olmadığı yönündedir.
Bugün bıçak sırtında yürüyen Batı ekonomileri, gündemimize sürekli "kriz" taşırken, zaten büyük maliyetlerle inşa edebildiğimiz "güven faktörünü" hovardaca harcamanın hiçbir mantığı olamaz.
2008'de başlayan Küresel Kriz'de Başbakan'ın ısrarla "teğet" geçeceği söylemi, bizi de etkilemiş olmasına rağmen işsizlik gibi yıkımların "sınırlı" kalmasını sağlamıştı. Psikolojisi iyi yönetilmiş bu süreçte, krizi en az maliyetle atlattık.
Bugün komşumuz iflas etti. Durduk yerde komşudaki ateşi kendi damımıza bulaştıracak algılar yaratmak, gereksiz ve tehlikelidir.
Dilin kemiği yoktur ama tepelerdekilerin ağzından çıkana daha fazla dikkat etmesi şarttır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA