4 bin yıl önce Babil'de tasarlandı. Sıralı boncukları sayesinde 4 işlemi hesaplamayı mümkün kıldı. Bugün çocukların sayı tahtası, 2 milyar insanın günlük hesap makinesi, bilgisayarın atası... Dün de Başbakan sayesinde siyasi literatürümüze girdi: "Sayın Kılıçdaroğlu'na bir abaküs almasını onunla dört işlemi yeniden çalışmasını, çarpım tablosunu yeniden gözden geçirmesini tavsiye ediyorum."
Ben abaküsün bir şekilde gündemimize gelmesine bayıldım. Bu yazı bitince eve gidip abaküs koleksiyonumu gözden geçireceğim. Çinlilerin 5+2 sıralı olanından, Anadolu'nun 10'lu tek sıra modeline dek, her birinin kendine has el becerilerini de tekrarlayarak...
Benim için abaküs, boncuklarıyla geometrik şekiller yapmanın ötesinde, dört işlem becerisi üzerinden hesap kavramını zihnimde diri tutan mucize bir alettir. Taşıdığı metaforlar bakımından en gelişmiş tabletin dahi abaküsün yerini tutacağını sanmıyorum. Ölçemezsen bilemezsin, bilemezsen yönetemezsin! Abaküs, ölçmeyi biçmeyi, daha da önemlisi matematiği hayatla buluşturandır. Marmara depreminde zemin statik, ekonomik krizde mali disiplin, trafikte hatalı sollamamaktır.
Her öğrenciye tablet dağıtıldığı gibi, bana göre her yöneticiye abaküs dağıtılmalıdır. Yalnızca Kılıçdaroğlu'nun değil, hesap-kitabı dışlayan, matematiği boşlayan herkese abaküs öğretilmelidir. Nakit akışını yönetemeyen patron, kerpici becerip kerpiç üstüne koyamayan köylü, tarlasını böle böle mendile çeviren çiftçi, sayı saymaktan aciz sosyal bilimci, kısaca hepimiz, bir abaküse muhtacız.
2 ile 2'yi toplayıp 5 etmesini sağlamamak, matematiği dışlayıp hayatı ıskalamamak için...