Albert Arnold Al Gore... Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, Liderler Platformu konuşmacısı olarak takdim ederken şu tanımı getiriyordu: "ABD ekonomisinin en parlak döneminin mimarı..." Al Gore'u ABD başkan yardımcısı sıfatının ötesinde, Apple Yönetim Kurulu Üyesi veya Google Üst Düzey Danışmanı sıfatları yerine ben, Oscar ile Nobel'e aynı anda sahip tek insan olarak tanımayı tercih ediyorum.
İzlediğimde beni derinden etkileyen "Uygunsuz Gerçek" belgeseli Oscar'ı ve ardından "Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli" ile gelen Nobel Barış Ödülü. Kürsüde Türkiye'nin uygarlık tarihi ve günümüz dünyası içindeki önemini vurgularken, çevre ve liderlik temalarıyla örülü örnekleri, fıkraları muhteşemdi. Matbaayı ıskalamak, bize bir imparatorluğa mal oldu! Bu ezberimi, Al Gore yineliyor ve günümüz bilgi devriminde, ülkemizin, insanımızın hâlâ elinde tuttuğu fırsatlara işaret ediyordu. Bu fırsatların başında dijital devrime liderlik etme şansı yer alıyor. Coğrafi konumumuzu referans gösterip, yakın gelecekte, yenilenebilir enerjilerden güneş ve rüzgâr teknolojilerinde liderlik fırsatımıza da vurgu yapması ilginç geldi bana.
Al Gore gibi günümüze yarından bakabilen insanların en büyük özelliği, çok farklı alanlardan beslenip daima güncel kalmalarıdır. Bu doluluktaki bir lidere salondan gelen sorulardan biri, yakın geleceğin trendlerine dairdi. Al Gore, 2 temel gelişime dikkat çekiyor: İlki 3D yazıcılar ve Genom. Her iki tetikleyici teknolojinin, üretimden paylaşıma, yaşam tarzından insan tanımına dek pek çok alanda belirleyici olacağını söylüyor.
Süreyya Ciliv'in ifadesiyle "ta 70'lerde internetin geleceğin bilgi otobanı olacağını söyleyen adam" Al Gore'un, salonu dolduran Türk patronlar ve CEO'lara anlattıklarını tek kelimeye sığdırabilsem, şunu önerirdim: Sıçrayabiliriz!