Bu yılı, ayağı frende biraz da pürtelaş geçirdik ve gördük ki yavaşlamak pek iyi fikir değilmiş. Şimdi, 2013'te kestiğimiz bu hızı yeniden kazanma gayretindeyiz. Bunu da Bütçe tercihleri ve teşvikler için oluşturduğumuz kaynağı "doğru adresleyerek" yapacağız. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yılsonuna dek 16 bin KOBİ'ye 104 milyon lira aktarılacağını söylüyor. Bu, daha önce hak kazananları kapsıyor. Seçim kriterleri olarak ihracatı artırmaktan ziyade iç pazarın canlanmasına yönelik dinamikler gözetilmiş.
Ancak Bakanlığın 2013'te KOBİ'ler için ayırdığı yarım milyar liralık kaynağın kriterlerinin "yeniden gözden geçirilmesinde" fayda var. Genelde KOBİ'ler, ihtiyaç duyduğu kaynağın tamamını, mümkünse hibe, değilse faizsiz ya da düşük maliyetli fonlarla karşılama eğilimindedir. Tıpkı son çeyrek asırda olduğu gibi.
Bu alışkanlığın da değişme zamanı geldi bana göre. Zira KOBİ ölçeğine kadar inen yabancı sermaye girişleri de Bakanlık kaynağı peşinde olanlarımız için "seçenek oluşturma" düzeyine vardı. Bana göre Bakanlık, 500 milyon liralık kaynağı, yabancı ortaklıkları da şart koşarak, daha fazla KOBİ için, ikiye hatta üçe katlayabilir. Bu süreçte Ergün'ün sözünü ettiği destek, daha büyük ölçekli yatırımlara "kaldıraç" işlevi üstlenebilir. Ben yenileşimin (inovasyon) yalnızca buluşçuların veya ürün AR-GE'cilerin işi değil, 2013'teki büyümeyi yüksek hıza taşıyacak ekonomi bürokrasisinin kaynak oluşturma sürecinde de denemesi gerektiğini düşünüyorum. Mali disiplini bozmadan Bütçe açığına dikkat ederek hızlı kalkınma arayışları, mevcut "kaynak aktarma" ezberimizin de ötesine geçebilmeli.