Ticaret ve sanayi odaları seçimleri, ekonomi gündemine oturmuş durumda...
Yeniden aday olabilme imkânından adayların canhıraş gayretine dek her ilde amansız mücadele sürüyor. Gündemin "usule dair" büyüsü bizi öylesine kör etmiş ki biri de çıkıp sormuyor: "Bu neyin kavgası?" ve bu odalar ne işe yarıyor diye...
Bilişim çağında belge güvenliği için notere gerek yok dedim, sorgulamadan cahil damgası yedim. Vatandaşlık numarasıyla artık ikamete, surete hatta aslına dahi gerek kalmadı, mahalle muhtarlarını yeniden düşünelim dedim; topa tuttular.
İşlevini yitirmiş kurumlar, artık değer yaratmıyor ama bunları defnedemiyor, sırtımızda taşıyor, yetmezmiş gibi seçim detaylarıyla aklımızı kirletiyoruz. Biri çıkıp sormuyor dediğimi, ben soruyorum; sahi bu odalar, ne işe yarıyor? Aidatımızla beslediğimiz odalardaki oligarşik kadrolara siyasi ikbal sunmanın dışında ne işe yarıyorlar?
Kent ve ülke ekonomisine katkıları nedir? Yönetişimi geliştiriyorlar mı? STK mı yoksa yasanın başımıza bela ettiği parazitler mi? İnsanlarımızın enerjisini parasını ve zamanını öğüten bu değirmenlerde, hangi katma değer üretiliyor?
Notere gerek yokken her birini başımıza ticaret noteri diye koyduk, yetmezmiş gibi bu değer üretmeyen kadroları, şirketlerimizden kesilen aidatlarla besliyoruz. Bilgi ve kayıt tutuyorlar sanıyorsunuz ama herhangi bir kente gidin, odaya kayıtlı "kaç madenci üyen var?" sorusunu boş ver, odaya kayıtlı kaç şirket var deseniz, bilmezler.
Sahi, bu odalar ne yapar? Türkiye'nin geleceği için ne üretir? Hangi gencin yarınına, hangi firmanın derdine çaredir? Ülkeye kurulmuş orta gelir tuzağının efendileri olmak dışında...