Salkım Hanım'ın Taneleri der gibi... Sanırsınız hayata dair hayati bir şey... Ağır roman filan... Oysa değil, sıradan bir "endeksten sıfır silme" operasyonu... İlişkilendirildiği "Borsa İstanbul" kavramına ne yönde hizmet edeceği, abartılmış.
Mevzuyu kaçıranlar için hatırlatalım: Söz konusu sıfırlar, İMKB endeksine ait ve 100 bine koşan endeksten makul sayıda (muhtemelen 3) atılarak endeks puanının sadeleştirilmesi öngörülüyor. İMKB Başkan Yardımcısı Mustafa Kemal Yılmaz "alınmış ancak bu yönde henüz atılmamış" adımlardan söz ediyor.
Hesaplama kolaylığı açısından sıfırların azaltılması, akla yakın gelebilir. Hatta daha az basamak üzerinden iletişim kurmak faydalı da olabilir. Burada benim itirazım, borsanın tek derdinin, endeksindeki sıfırlar olduğu yönünde tutum takınmamızdır.
Sanki İMKB'nin "küresel, bölgesel" borsa olması önündeki tek engel, endeksinin sıfırları imiş gibi beyanatları okudukça ve tartışmayı "sıfıra indirgeyenleri" gördükçe, dehşete kapılıyorum. Borsa'nın bana göre en son derdidir endeksin sıfırları...
Veliefendi'den farklılaştırılmamış etik yapısı, Kapalıçarşı ayaklı borsadan daha derinleştirilmemiş işlem kalitesi, bir elin parmaklarını geçmeyen spekülatörlerin elinde küçük yatırımcının "çaylaklıktan" kurtarılamaması... Ayı da olsa boğa da olsa günün sonunda bir türlü ondan umulan faydayı veremeyişinin ardındaki temel sorunlar çözülmeden endeksin sıfırlarını atmak, ne kazandıracak?
Lirayı hatırlıyorum. 6 sıfırlı zamanlarında hemen her bakanın, "sıfır atacağız" mucizevi(!) çözümü vardı. Oysa enflasyonu indirmeden sıfır atanların öyküsü netti: Yüksek enflasyon ortamında attığın her sıfır, 4 yıl içinde geri geliyor. Önce ekonomini adam et sonra sıfırını at. Nitekim bunu yaptık ve şimdi itibarlı bir Türk Lirası var.
Borsa'nın derinliğini, itibarını, etkinliğini artırmadan, endeksin sıfırlarıyla oynamak beyhude bir uğraştır.