Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Kanında boğulmak

Yineliyorum: Bankasız olmaz. Ancak kötü alışkanlıkları rutin edinmiş böylesi bankalarla da olmaz. Krizde Türkiye'nin pozitif ayrışmasında finansal reflekslerimizin avantajını yaşadık. 2001 krizinden çıkardığımız en önemli derslerin başında geliyordu zira. Teğet geçen krizin diyetini de ödedik, bankalarımızı "kâr rekortmeni" yaptık.
Ancak şimdi kendi evlatlarının başını yiyen örnekler var. Rekabet Kurumu'nun cezasının, BDDK sopasının kâr etmediği uygulamalara tanık oluyoruz. Yüzde 8.8'den 2.2'ye gerilemiş büyümenin yeniden ivmelenmesinde, bankacılığın rolü bu kadar önemli ve hayati iken bu tutumların değişmesi şarttır.
Türkiye optimalı, büyüme rakamıyla resmediliyorsa, sektörün %16.5'lik kâr artışını nasıl okumak lazım? Mevduat faizi aşağı doğru seyrediyor, reel faiz negatifte ve kredi faizleri yüzde 15'lere takılıp kalmış ise, bunu serbest piyasanın "görünmez eli" ile açıklayabilir miyiz?
Toplamda kaybeden oyun olsa da bankaların, Türkiye optimalını dışlayan kâr maksimizasyonu, bizlere alternatif maliyetleri düşündürmeli, tedbir geliştirme durumunda olanları da harekete geçirmeli. Kan, vücudu sağlıklı tutmak için deveran eder. Damarında dolaştığı canlıyı boğmak için değil...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA