Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Ben sana mecbur(d)um

Başlayan hiçbir ilişki, bitmez. Sadece şekil değiştirir. Bizim "bitti" dediğimiz, ilişkinin aslında "kullanışsız" hale gelmesidir. Ya tavan arasına "unutulmaya" terk edilir ya da dönüşür, farklı hal alır.
Yarım asırdan uzun süredir toplum hayatımızın "vazgeçilmez" parçası olagelen IMF ile ilişkimizi, "bitti" üzerinden okumak hatalı olur. İnsansız ekonomi talepleriyle ünlenmiş IMF'nin yakın tarihimizde bıraktığı izler, "krizlere" denk düşen öykülerle yaşandığından böyle düşünme eğilimindeyiz.
Bu yüzden toplumdaki genel kanı; "gidişin olsun da, dönüşün..." bedduasına yakın durur. Çözdüğünden fazla sorun çıkardığını savunanlar bir yana, IMF'nin parasından ziyade duası makbul diyenlerimiz de var.
Başlayan ilişki bitmez, şekil değiştirir derken, IMF'nin bundan sonra hayatımızda üstleneceği role odaklanmak, akla yakın geliyor. IMF'nin kuralına uyan ülke profilimiz, IMF'ye kural koyan ülke algısına taşınıyor. Stand by bye... Bu; iyi bir şey... Borcu kapattık, kaynak sağlıyoruz. Bu, dönüşen ilişkinin kırılma noktası. IMF'nin kendisi de dönüşüyor; kemer sıkmaları, ölüm diyetleri, artık işe yaramayan acı reçeteleri, yenileniyor. Faizlerin inmesinden ekonomide canlanmadan söz eden bir IMF var artık.
Küresel kriz sonrasında IMF'ye düşecek yeni rollerin neler olabileceğini henüz bilmiyoruz. Belki gereksizleşecek, yerini başka bir milletlerüstü kuruma terk edecek. Belki daha etkin hale gelecek ve Türkiye de bu öykünün kural koyan tarafında yer alacak. Attila İlhan ustadan mülhem şunu diyebiliyorum artık; "ben sana mecbur(d)um, (ama artık) sen yoksun."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA