Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

21 Ocak sahnesi

Etkinliğin adı: Merkez Bankası Para Politikası Kurulu... Beklenen: Faizin aynı kalması... İçeride ve dışarıdaki aktörlerin "gerekçelendirerek" oluşturmaya çalıştıkları algı faizlerin en az 1 puan artırılması...
17 Aralık Operasyonu ile başlatılan süreçte piyasalarda oluşturulmak istenen karmaşa, dövizi "oynak" hale getirip, Merkez'i faiz artırma kulvarına sokmak... Borsa'daki yabancı oranını düşürmek ve endeksi aşağılara çekmek...
Buraya kadar olan biteni, 2001'den, 2009'dan hatırlıyoruz. Türkiye'nin kredi itibarını budayacak final sahne için lobinin elemanları, üzerine düşen rolü yerine getiriyor. Benim merak ettiğim; bu sürecin sahibi olması gereken Merkez Bankası'nın tutumudur.
Ağustos ve aralıkta, dövizin zıplatıldığı dönemde Erdem Başçı'nın sözlerini hatırlıyorum: "Fazla rezerv kaybetmeden, faiz silahını kullanmadan dövizin belini kırarız." Rezervler, rekor düzeyde ve dövizin oynaklığına müdahaleye uygun miktarın 40 milyar $'ı da aşabileceği vurgusu da cabası...
Merkez'in olan biteni sessizce izlemesi anlaşılmazdır. Piyasada yerleştirilmeye çalışılan algı "hadi tırtıl, artır kurtul" tekerlemesine dönüştü. Merkez'in ufak tefek müdahaleleri, oynaklığı çıldırtan adımlar gibi.
Biz bu sahneyi biliyoruz. Ekonomiyi yavaşlatmak, mümkünse 2001'deki "680 bin" liradan birkaç günde "1.6000.000" düzeyine çıkartıldığı gibi "durdurmak" ve bu kaosun koreograflarına ülke gelirini hediye etmek...
Başçı'nın Erdem'ini asla sorgulamıyoruz. Ancak tehdit, şantaj ve menfaat yapılanmasının sahnelediği bu oyunda "faizi kurban edip etmeyeceğini", kısaca cesur duruşunu merakla gözlemliyor olacağız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA