"Ne yapayım, çok genç bir annenin çocuğuyum. Sevgi, insan, eğlence dolu matrak bir babanın oğluyum. Böyle bir evde yetiştim. Başka türlü olmamın imkânı yoktu..."
Bu sözler Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk'e ait. Şahenk, son günlerde ekonomiden, aldığı ödülden, G-20 zirvesine paralel toplanan B-20 işadamları toplantısından ziyade, Fenerbahçe'ye golcü transferiyle gündeme oturdu. FB'nin yeni teknik adamı Aykut Kocaman, işe başlar başlamaz yönetimden Brezilyalı ünlü golcü Grafite'nin transfer edilmesini istedi. Grafite, Almanya'da Wolfsburg'da oynuyor. Takımın sahibi de Almanya'nın gururu Wolkswagen... Kocaman'ın bu talebi karşısında FB yönetimi vakit kaybetmedi. Şahenk'ten futbolcu için devreye girmesini rica etti. Olayın özeti bu. Acaba bu futbolcu alınacak mı? Şahenk'le buluştuk. Hem bu konuyu, hem de işi, aşı ve bankacılık sektörünün yurtdışı yolculuğunu konuştuk. İşte o görüşme...
Grafite transferi bitti mi?
Bir dostum rica etti. Ben de bizim Grubun otomotiv bölümündeki yönetici arkadaşlarla konuştum. Onlar vakit kaybetmedi. Wolkswagen yöneticileri ile görüşüp, gereken kanalları ayarladılar. Volkswagen ve FB yöneticileri bir araya geldi. Bildiğim o kadar... Gerisini takip etmiyorum. Koyu bir F.Bahçeli olabilirim. Her kulübe eşit mesafede duran biri olarak, bu talep, Beşiktaş ya da Galatasaray'dan gelseydi, yine devreye girerdim.
F.Bahçe başkanlığını düşünüyor musunuz?
Zor... Yöneticilik ayrı bir iş.
Şükrü Saracoğlu'nda locada, TÜSİ- AD'da ise salonda oturuyorsunuz. FB'ye yönetici, TÜSİAD'a başkan olmaktan korkuyor musunuz?
TÜSİAD'a başkan olmayı istemedim. Nedeni, dünya konjonktürü ve sunduğu fırsatlar. Biz de kadrolarımızla, kurumsal yapımızla yerimizi almak zorundayız. TÜSİAD ve FB de önemli, ama hepsi bir arada çok zor. 28 bin çalışanımız ve aileleri var. Her şeyden önce markalarımız var. Kurumsallaşıp, Türk toprağında kök salmak, devamlılığı sağlamak, en büyük isteğimiz. Aldığımızı vermeliyiz. İş dünyasında koşturmanın kapitalist bir yanı var. Bunu yaparken madalyonun diğer yüzü maneviyatı unutmamak lazım. İnsanların yüzünü güldürmek güzel.
Tasavvufla ilgili misiniz?
Yok, yok... Ben böyle yetiştim. Bize insani değerler öğretildi. Maça giderken arabamı park edip, yürüyerek gidiyorum. Kızıma para veriyorum, dondurmacıdan dondurmasını kendisi alıyor. Sokak simitçilerinden simit almaya bayılıyorum. Bebek'teki simitçim hâlâ benim kim olduğumu bilmiyor. İnsanları, sokakları seviyorum...
