Herkese iyi bayramlar. Genelde insanlar yazın seyahat eder, kışın dinlenir. O yüzden uzun bayram tatili hepimiz için son bir fırsat. Ancak trafik canavarı daha da yakınımızda. Dikkatli olalım!
Türkiye'de son üç yılda 3 milyon trafik kazası oldu. Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Genel Başkanı Hitay Güner "Bu istatistik ürkütücü. Kaza sayısında geçmiş yıllara göre artış var. Bunun nedeni araç nüfusu, sürücü sayısı hızla artarken yol kapasitesinin daha az artması."
Bu tablo değişmeli.
Sürücülerimizin bilinçlenmesi şart. Yani hepimiz sorumluluk duyarak daha dikkatli araç kullanmalıyız. 300 bin km yolumuz var. Bunun 65 bin kilometresinde yoğunluk tavan yapıyor. Yoğun yollarda risk çok fazla.
***
Peki, karayolu çilesi bir yazgı mı? Üç yanı denizlerle çevrili, yaklaşık
150 yıl önce ray döşenmeye başlanmış bir ülkede tek seçenek karayolu olursa, evet. Bu soruya evet dedirten ise denizciliğe ve demiryoluna gereken önemin verilmemesi.
Ülkenin birçok yerinde 1800'lü yıllardan kalan raylar var. Oysa yük ve yolcu taşımacılığının bugüne kadar ucuz ve hızlı olan demiryollarıyla yapılması gerekmez miydi?
Örneğin, şimdi yüksek hızlı trenlerimiz olsaydı karayoluna bu kadar araç çıkar mıydı?
Yakın dönemdeki siyasi iktidarların vurdumduymazlığı ve karayollarının hesapsızca desteklenmesi yüzünden lojistikte trenin gücünü unuttuk.
Bunu tersine çevirmeliyiz.
***
Trenle yeniden tanışıyoruz!
Şimdilik
çok hızlı değil ama artık
yüksek hızlı tren (YHT) olacak hayatımızda.
Ankara-Konya- Eskişehir hızlı tren hattının açılması bu yönde sevindirici bir adım. Ayrıca yüksek hızlı trenlerin rengini
turkuaz olarak seçtik. 6 vagon yolda. Hepimiz
İstanbul- Ankara Hattı'ndaki yüksek hızlı treni bekliyoruz.
Ulaştırma Bakanlığı ve
TCDD çalışıyor.
3 yıl içinde 15 il yüksek hızlı tren ağına bağlanacak. Bu nüfusun yarısı demek.
Dünyada hızlı ve çok hızlı trenlerle ilgili kıran kırana rekabet var. Artık çok yüksek hızlı tren, gerek hız, gerek çevre kirliliği, gerek birim maliyetleriyle uçağın iyi bir alternatifi. Üstelik daha sessiz. Eğer bu tür trenler Türkiye'de çalışsaydı, otomobilleriyle karayoluna çıkanlar
hem zamandan hem masraftan ama daha önemlisi karayolundaki kaza riskinden kurtulurdu.
Az şey mi?