Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

'Kara tren bir ıslık bile çalmadı'

Türkiye-Almanya arasında 31 Ekim 1961'de işçi göçü anlaşması imzalandı.
Aradan tam 50 yıl geçti.
İlk yıl, 5 bin kişinin gittiği Almanya'da Türkler en fazla bir veya bilediniz iki yıl kalacak sanılıyordu.
Oysa Sirkeci'den kalkan kara tren acı ıslığıyla yıllarca Münih garına insan taşıdı.
Şimdi 3 milyonu aşkın Türkiyeli Almanya'da yaşıyor. Çok acı çektiler ama gidenler gittiği yerden memnundular ki geri dönmediler veekonomiden siyasete her alanda etkin olan bir topluma dönüştüler.
Dün bu gidişin 50'nci yılı vesilesiyle Münih'teydim. İlk durağımız, Türkiye'den davet edilen tek belediye başkanı olan Sişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ü sabah kahvaltısında ağırlayan, Münih Belediye Başkan Christian Ude'nin eviydi.
Eşi ve Münih Belediye Meclisi'nin Türk üyesi Yaşar Fincan'ın da katıldığı kahvaltıda iki belediye başkanı, geleceğe ilişkin ortak projeleri konuştu.
Almanya Belediyeler Birliği'nin de başkanı olan Ude, önümüzdeki seçimlerde Bavyera Eyalet Başbakanlığı'na aday olan etkili bir siyasetçi.
Akşama doğru Devlet Bakanı Bekir Bozdağ'ın da katıldığı etkinliğin açılış konuşmasını da o yaptı. Ude, 50 yılı tek cümleyle özetledi:
"Biz yan yana değil birlikte yaşamayı öğrendik..."
50'nci yıl etkinlikleri çerçevesinde, TRT Türk'ün düzenlediği tren gezisine katılanlarda o toplantıdaydı.
Almanya'ya ilk giden işçiler, çok sayıda milletvekili, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, DDY Genel Müdürü Süleyman Karaman ve sanatçılar...
O geceyi 50 yıl önceyle kıyaslayınca gelinen noktayı Sarıgül anlattı:
"İki toplum da birbirine çok şey kattı. Bugün 3 milyonu aşkın vatandaşımız, sadece iki ülke arasında değil, AB ile ilişkilerimizin de vazgeçilmezleri arasında. Onlar AB ile bizim aramızda köprü oldular. Çok sıkıntı çektiler ama bugün ekonomik ve sosyal hayata, ülkeler arası barış ve diyaloga çok katkıları var. Bu zenginliğin kıymetini bilmek gerek."

Zihniyet transferi
Dünün "Alamancıları" gariban işçilerimiz, bugün Almanya ekonomisine dinamizm getirirken, uzun yıllar Türkiye ekonomisini de ayakta tuttu.
Türkiye Uyum Araştırmaları Vakfı'nın verilerine göre Türkler, Almanya'nın milli gelirine 55-90 milyar euro arasında katkıda bulunuyor. 800 bin hanede Türkler yaşıyor ve bunların 290 bini kendi evinde oturuyor. 44.6 milyar euro brüt emlak servetine sahipler. 90 bine yakın girişimci de Alman ekonomisine can veriyor.
Çalışıyorlar, tüketiyorlar, üretiyorlar ve istihdam sağlıyorlar.
Türkiye ekonomisine katkı açısından da sadece şunu söylemek yeterli sanırım: Türkiye'nin 1980'de toplam ihracatı 1 milyar dolarken, gelen işçi dövizi 5 milyar dolardı.
Doç. Dr. Murat Erdoğan, bu veriler ışığında şu gerçeğin altını çiziyor:
"Almanya'daki Türkler, Almanya-Türkiye ilişkilerinin vazgeçilmez unsuru. Türkiye'nin AB üyeliği çabasının göz ardı edilmeyecek aktörleri ve toplumlar arasındaki zihniyet transferinin taşıyıcısı oldular..."

Almanya Acı Vatan
Almanya yoksul Anadolu insanı için umuttu.
Belki her evden olmasa bile Türkiye'nin her köy ve her kasabasından birileri, o günlerdeki adıyla "Acı Vatan" için yollara düşmüştü.
O yıllar en azından filmleriyle hep hafızamızda. Yılmaz Güney, Tunç Okan, Şerif Gören gibi birçok yönetmen gurbetçilerin yaşadığı acıları, uyumsuzlukları beyaz perdeye aktarmıştı.
50 yıl sonra o yolculuk trenle yeniden yaşatıldı. Bir anlamda nostaljik bir yolculuktu bu. 60'lı yıllarda daha doğdukları şehirleri, İstanbul'u görmeden bir anda kendilerini Almanya'da bulanların öyküsü yeniden canlandırılacaktı.
Kayserili Muhtat Mihmat onlardan biri...
1963'te gittiği Almanya'da uzun yıllar çalışan Mihmat şöyle diyor:
"Çok yoksulduk. Buralara tek başımıza gelip tutunmaya çalıştık. Zor günler geçirdik ama hem ayakta kalıp uyum sağladık. Hem de ülkemizle bağımızı koparmadık. Gurbete ömrümüzü verdik ama bizi buralara gönderenlerden de Allah razı olsun."
50 yıl sonra gittiği Sirkeci garında göz yaşlarına hâkim olamayan Mihmat, son yolculuğu eksik bulmuş:
"Her şey güzeldi ama bu kez trenin bir ıslık çalmamasına çok üzüldüm. Çünkü ben kalkışta ve tünellere girerken kara trenin çaldığı o ıslığı hiç unutmadım."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA