Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Sarıgül mü, Tekin mi?

Kurultaylar partisi unvanını kimseye kaptırmayan CHP bu kez art arda iki kurultay yaparak tarihe geçmeye hazırlanıyor. Birkaç parçalı CHP, şimdi kurultay tarihleri üzerinden ikiye ayrılmış durumda: 26 Şubatçılar ve 1 Martçılar.
Birbirlerine telefon eden CHP'liler önce şu soruyu soruyor: "26 Şubatçı mısın, 1 Martçı mı?"Hatta 1 Mart 2003 tezkeresiyle kıyaslayıp "Bu 1 Mart da CHP'nin kırılma noktası olacak" diyenler bile var.
Güçlü AK Parti iktidarı karşısında, ana muhalefetin içine düştüğü bu durum demokrasi adına ne büyük talihsizlik...
Nasıl olmasın ki? İktidar partisinin lideri Başbakan Erdoğan, bu coğrafyada yaşayan halkların 150 yıllık siyasi arayışını "pusu, katliam, iç düşman ve ayak oyunları"yla heba eden, kanla buluşturan "İttihat Terakki zihniyeti"ni masaya yatıran bir vizyon ortaya koyarken CHP ne yapıyor?
O zihniyetle hesaplaşmadığı gibi tüzüğün 9 maddesi mi yoksa 87 maddesi mi değişsin tartışmasıyla vakit öldürüyor.
Tıpkı ortaçağda meleklerin cinsiyetini tartışan Hristiyanlar gibi...
Buna demokrasimizin talihsizliği denmez de ne denir?
Daha vahim olanı o tartışmayı bile yüzüne gözüne bulaştıran bir CHP aklı var bugün...Çok değil, birkaç ay önce kendisine oy veren delegelerin, bugün neden kurultay için imza verdiklerini öngöremeyen bu CHP aklı, tüzük kurultayı tarihini 26 Şubat'a çekerek olası seçimli kurultay çağrısını engellemeye çalışıyor.
Bunu da "Biz tüzüğün 87 maddesinin değişmesini istiyoruz" gerekçesiyle yapıyor. Madem tüzüğün tümünü değiştirecektin neden muhalefetin atağa geçmesini bekledin?
Yine de kulağa hoş geliyor ama bu atağın arkasında kaba bir oyun var.
Kaba oyun Önder Sav muhalefetinin elindeki en güçlü silahı almak için devreye sokuldu. Eğer 9 maddelik tüzük kurultayı yapılıp, "Genel başkan adaylığı için yüzde 51 delege imzası yerine yüzde 20 imza gerekli" maddesi kabul edilseydi hesaplar yeniden yapılacaktı. Yani tüzük kurultayından hemen sonra seçimli olağanüstü kurultaya gidilme riski vardı.
İşte CHP yönetimini çifte kurultay yaptırma rezaletine bu korku götürdü.
Bir korku daha var. O da, 26 Şubat kurultayının açılabilmesi için delegenin yüzde 51'inin imza vermesi...
Daha önce "CHP'li belediye başkanları isyanda" diye yazdım...
İşte o belediye başkanlarının delege üzerindeki hâkimiyeti biliniyor. Onların 26 Şubat'ta sürpriz yapmalarından korkuluyor.
Kısaca, CHP yönetimi, mahalle ve ilçe kongreleri sürecinde kimseyi ciddiye almamanın bedelini ödüyor. Bu isimlerden biri de Gürsel Tekin... Tekin'in "kongreleri doğal mecrasında yapın" uyarısı pek etkili olmadı ama şimdi eski kurtlara karşı Tekin'e ihtiyaç duyulduğu çok açık.
Ancak onun da yumuşak karnı, genel siyasete geçerken "çevresini kırıp dökmesi, siyasette vefayı unutması" olarak gösteriliyor.
O da bunu bildiği için şimdiden, yerel seçimlere iki yıl gibi uzun bir süre olmasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olabileceği işaretini veriyor veya verdiriyor.
Doğrusu bu çıkışıyla da ilginç bir "çarpışma"yı göze alıyor. Çünkü Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasını bekleyenler var.
Sarıgül bu beklentiyi mi öne alır yoksa CHP içinden yükselen "Sarıgül parti kursa, CHP'den küsenleri ve kaçanları da toplar" tezine mi sarılır zaman gösterecek.
Ama tüm bu hesapları Kemal Kılıçdaroğlu isterse, 26 Şubat'taki tüzük kurultayında, yanına Sarıgül ve Tekin'i de alarak "halkçı" imajını güçlendirip bozabilir de...
Mümkün görünmese de böyle bir "hayal" kuranlar var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA