Türkiye'nin dünyayla buluşan markalarından biri Anadolu Ateşi. Doğduğu toprakların rengini, ritmini, sesini, ahengini ve dinamizmini dünya halklarıyla buluşturuyor.
Tam 87 ülke, 20 milyonu aşkın insandan söz ediyoruz. Şu anda da Anadolu Ateşi'nin şovunu taşıdığı 87'inci ülke Meksika'dayız.
Meksika, Anadolu'ya 10 bin kilometre uzakta bir ülke. Türkiye'den bir ekibin, o muazzam gösteri için gerekli yüzlerce malzemeyle birlikte 75 kişiyi, Paris ve Madrid üzerinden, Meksika'nın aynı isimli başkenti Meksika'ya ulaştırıp, orada sahneye çıkacağını 20 yıl önce söyleselerdi, kimse inanmazdı. Hayal bile edemezdik.
Türkiye denilince önce durup düşünen, "Turco" deyince bir şeyler hatırlayan ama Türkiye'nin nerede olduğunu bilmeyen "Mexico City"lilerin gönlünü kazanmak ise hayalden öte bir şey.
Ama bu başarıldı ve ben buna tanık oldum...
Başkent Meksika, dünyanın en kalabalık şehri ve dünyanın üçüncü büyük gösteri salonuna sahip. Elton John, Madonna gibi ünlü sanatçıların şarkı söylediği, Nederlands Dans Theater ve Kızılordu Korosu gibi ünlü ekiplerin gösteri yaptığı Auditorio Nacional salonunda, şimdi Anadolu Ateşi çıkıyor.
Ayağının tozuyla Güney Kore'den gelen, Anadolu Ateşi'nin Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan, orada gördükleri müthiş ilgiden şöyle söz ediyor:
"Burada da ilgi göreceğimiz kesin çünkü daha şimdiden, 4 gösteri yapacağımız Mexico City'de gösteri sayısı 5'e çıktı."
Anadolu Ateşi sadece Meksika'da değil, Meksika'nın diğer iki şehri Guadalajara ve Monterrey'de de sahneye çıkacak. Meksika'daki ilk gece Anadolu Ateşi'nin Güney Amerika'daki ilk gösterisi olacak ve bir anlamda Latin Amerikalıların nabzı tutulacak.
Nihayet o an geliyor. Konser salonunun önü, hareketli ve kalabalık... Alanda Anadolu Ateşi tişörtleri satılması da tanıtımın bir parçası...
İçeride ise salonu dolduran seyircinin meraklı gözleri, salonun düzenliliği ve görkemliliği insanı etkiliyor. Hepimiz Anadolu'dan Meksika'ya uzanan coşkuyu bekliyoruz. Birkaç günlük Meksika medyasında yapılan ve yazılan haberlere bakınca basının ilgisi de yüksek.
Meksika'nın ulusal ve yerel medyasının önde gelen 30'u aşkın temsilcisi Anadolu Ateşi'ni izlemek için gelmişler. Türkiye'den ise iki kişiyiz, CNNTürk'ten Nefise Karatay ve ben...
Mustafa Erdoğan'a medyanın ilgisini soruyorum:
"Görüyorsunuz, yurtdışında çok yoğun bir ilgi var ama içerisi için aynı şeyi söyleyemem" diyor ve gülerek ekliyor:
"Herhalde bizimkiler başarıya alıştı."
Ve sahne Anadolu Ateşi'nin o muhteşem "alev" gösterisiyle açılıyor.
Meksikalıların nasıl tepki vereceklerini ilgi ve merakla bekliyorum. Seyirciler arasında Türkiye Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Timur Dikbayır dışında Türk görmedim. Zaten Meksika genelinde çok az, 500 kadar Türk varmış.
İzleyicilerin çoğu Meksikalı ve Meksikalının da beyazı, yani İspanyol kökenlileri. Ama arada bir yükselen zılgıt sesleri Ortadoğuluların ve Kafkas kökenlilerin de olduğunu gösteriyor.Onlar Anadolu Ateşi'ni soluksuz izliyor, ben de onları.
Anadolu'nun ve çevresinin binlerce yıllık tarihinden süzülüp gelen değerler, dünyanın öbür ucu da olsa fark etmiyor, insanlığın ortak değeri olarak alkışlarla paylaşılıyor.
Şunu yazmadan geçemeyeceğim, Karadeniz'in kemençesi ve ekibi göründüğü andan itibaren salon müthiş hareketleniyor. Böyle bir tepkiyi Türkiye'de bile görmek zor. Karadeniz'in coşkusu Meksikalıları ayağa kaldırıyor. Arada konuştuğum Meksikalı bir kadının şu sözleri Anadolu Ateşi'nin nasıl bir misyon yüklendiğinin altını çiziyor:
"Harika bir gösteri... İlk kez Türkiye'yi duyuyorum. O kadar etkilendim ki, en kısa zamanda Türkiye'ye gitmek istiyorum..."
Bize de başka bir söz kalmıyor, Türkiye adını 87 ülkenin halkına ulaştıran herkesi, tüm ekibi kutluyorum...
