Türkiye,içeride ve dışarıda kritik günler yaşıyor. Bu süreçte AK Parti iktidarı hem içeride hem de dışarıda belki de tarihinin en yoğun eleştirilerini alıyor.
Kimi Suriye gerilimini ve PKK ile ilişkileri gerekçe göstererek "düşmanlık" üzerinden, kimileri de daha fazla demokrasi ve insan hakları talebiyle "dostluk" üzerinden eleştiriyor.
Ama bunlar olurken ülkede de önemli şeyler oluyor.
Son bir haftada olanlara bakın. Anayasa Mahkemesi'nin Kürtçe tabela yasağına ilişkin gerekçeli kararı yayımlanması, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in İstanbul Fener Rum Patriği Bartholomeos'la görüşmesi ve üçüncü yargı paketinin Meclis'ten geçmesi sessiz ama derinden değişimin sürdüğünü gösteriyor.
Biraz geçmişteki "sessiz devrim"leri hatırlatırcasına...
Vesayet sisteminin araçları olarak sürekli engel çıkartan sistemin kurumları artık siyasetin önünü açan bir işlev görüyor.
Alın Anayasa Mahkemesi'nin kararını... Kürtçe tabela ve Kürtçe propagandayla ilgili bu karar, siyasete önemli bir zemin sunuyor.
Mahkeme gerekçesinde aynen şöyle diyor:
"Gerek anayasal gerek yasal değişiklikler sonucunda gerekse uygulamayla zaman içerisinde siyasi faaliyet alanı genişlemiştir."
Anayasa Mahkemesi Kürtçe tabelayla ilgili kararında "siyasi faaliyet alanı genişlemiştir" diyerek zamanın ruhuna uygun bir yaklaşım gösteriyor.
Aynı şeyi Cumhuriyetin önemli kurumlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanı da yapıyor. Başkan Prof.Görmez, Patrik Bartholomeos'la görüşerek hem yeni bir gelenek başlatıyor hem de şu sözleriyle ötekileştirmenin yanlışlığını dile getiriyor:
"Bu ülkede herhangi bir dini topluluğun din adamı yetiştirmek için başka ülkelere muhtaç olması bu ülkenin büyüklüğüne yakışmıyor."
Ve AK Parti'nin son hamlesi...
Hazırlanma biçimi de içeriği de çok eleştirildi ama üçüncü yargı paketi, güvenlikçi anlayışın sıkıştırdığı Türkiye'ye rahat bir nefes aldıracak gibi görünüyor. Başta tutuklu milletvekilleri olmak üzere çok sayıda uzun tutukluluk mağduru insan tahliye edilecek.
Böylece tutukluluğun cezaya dönüştüğü ülke fotoğrafı değişmiş olacak. Türkiye, sessiz ve derinden önemli adımlar atıyor ama yetmez. Yeni adımlara ihtiyaç var.