Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Silahı beyinde bitirmek

Onca karşı çıkışa, umutsuzluk pompalanmasına rağmen nihayet PKK, sınır dışına çekilme görüntülerini yayınladı.
Bu simgesel görüntülerin, öncesi ve sonrası da mutlaka var.
Burada önemli olan "çözüm süreci" ruhuna Kandil'in uyum sağlaması. Kandil, Öcalan'ın yol haritasını kendi yöntemiyle uyguluyor ve uygulayacak görünüyor.
İkinci adım, silahlı mücadeleye son vermek. Çünkü Öcalan, Newroz konuşmasında çok net ortaya koydu: "Silah değil siyaset öne çıkıyor." Ama nedense hâlâ "PKK silah bırakmayacak" diye savunan, gerçekte gönüllerinden geçeni söyleyenler var.
Önceki gün Balıkçı lakabıyla bilinen İlhami Işık'ı Habertürk TV'de izledim.
Kürt siyasi hareketlerini ve PKK'yı yakından izleyen Işık'ın şu tespiti, silahların ebediyen susacağına ilişkin anlamlı bir yaklaşımdı:
"Önemli olan bir şeyin beyinde bitmesidir. Geriye dönüp bakalım, PKK elinde silah olduğu için mi silahlı mücadeleyi başlattı yoksa düşünsel olarak silahlı mücadeleye inandığı için mi silahlı mücadeleyi başlattı? Şimdi de önemli olan elinde silah olması değil, kafasında silahı bitirmesidir. Örgütün lider kabul ettiği kişi Öcalan kafasında silahı bitirmiştir."
Işık, 90'lı yılların sonunda devlet-PKK görüşmelerinde de görev alan bir isim. O günlerin hükümet ortağı ve başbakan yardımcısı da MHP lideri Bahçeli. Bugünlerde Erdoğan'la Bahçeli arasında "DevletÖcalan'la görüştü mü görüşmedi mi?" polemiği sürüyor.
Doğrusu bu tür görüşmeler ne sadece ülke olarak bize, ne de parti olarak AK Parti'ye özgü. Her ülke ve her parti bu sorunları çözmek için "devlet kurumları" üzerinden görüşme yapar, yaptı da.
Rahmetli Özal'dan Erbakan'a, Ecevit'e hepsi bu arayışı sürdürdü. Demirel'in "Kürt realitesini tanıyorum" demesi, Çiller'in engel olmasalardı Bask Modeli tezi de bu arayışın bir sonucu.
Ama en somut görüşme, Bahçeli başbakan yardımcısıyken gerçekleşti.
Görüşmelerin tanığı Işık şöyle diyor: "O dönem İmralı Cezaevi'nde kriz yönetimi vardı.
Birim direkt Başbakanlığa bağlı. Her şey Başbakan ve görevlendirdiği yardımcılarının iradesi ile gerçekleşiyordu. Tam 60 görüşme yapıldı. Askeri sorumlusu da Harekât Daire Başkanı Yaşar Büyükanıt idi. Bu durumda Öcalan'ın Kandil'e talimat göndermesi ya da mektuplarının Bahçeli'nin de olduğu hükümetten habersiz İmralı dışına çıkması komik olmaz mı?"

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA